Düşünce Terminali

Deniz Sarıtop Felsefesi

Mantık, insana neyi ön görüyorsa, orada yaşam için bir amaç vardır.

İnsanın dinlediği ve duyumsadığı şeyler, hiçbir zaman aynı yolda birlikte yürümediler.

Sözcükler anlamını yitirmez, insanlar anlamını yitirir sözcüklerde…

Yalnızca sevgidir bağı çözülmeyen tek sözcük, yeryüzünün kalbinde.

Her ihanet, kendisine bir soykırımdır.

Sizler beni seveceksiniz diye, kendi doğrularımdan vazgeçecek değilim.

İnsanın kendisine yalan söylemesi ile başlar, insanın kendisine ihaneti.

Biliriz ki, güneşin her gün doğup battığı yerdir; insan yüreği.

Şiir işitilmiş mısralarda, güneşi öpebilirim.

Aşk, bir yeryüzü ayetidir.

İyilik, sevginin anahtarıdır.

Düşüncenin kendi sınırları dışına takip durması felsefede “bilgelik” bilimde ise “delilik” bulgusu ile adlandırılır.

Asıl sorun şudur ki düşünemediklerimin bir gün bana ayak bağı olacağından duyduğum korkudur.

Aptalların hayat boyunca elde edecekleri tek iş, kukla ustalarına birer kukla olmaktır.

Her şiir şairde eksik bir yarım başlangıçtır; bu yüzden bütün şiirler akraba evliliklerinin kurbanıdır.

Basit insanlar için basit bir gerçeği dile getirmek istiyorum; “işgal edilmiş hiçbir zihnin, TANRI’sı yoktur.”

Düzeni tasdik etmeyen ama düzenin içinde, düzenin yasalarıyla yaşayan insanların varlığından daha büyük bir tehlike yoktur.

Dünyanın iklimi değişmedikçe, hiçbir kanun aklın adalet değirmeninde öğütülecek kadar; temiz, vicdani ve ahlaki değildir.

Siz, bu ülkede barışı sağlamak için, bize karşı her gün yeni bir savaş taktiğini geliştiriyorsunuz. Biz ise, bu ülkeyi bölmek için, kapılarınızın önüne her gün bir demet çiçek bırakıyoruz.

Sizin birçok şey bilmeniz, benim hiçbir şey bilmediğim kadardır.

Umut; bazen zamanı geri saran içimizdeki çocuğa, uzun bir yolculuk etmektir.

İnsan olmanın olurunda; hak ve adalet; insan olmanın onurudur.

İnsan korkuların mayasında, siyah bir yalnızlıktır.

Sabrın serabı var, derinmez.

Kalbim sır kapılı gök kubbe, yalanın sıratında öğrendim doğruyu.

En son sözü şiir söyleyecekti, şayet öldürülmeseydi şair.

Her yol küçük adımların varisidir, her küçük adımlar bir yol biçimidir.

Benim şiirim, bütün yeryüzüdür.

Kendi gerçeğinin ayak izinden, tanır insan, adalet terazisini…

Her suç, kaderin cilvesine karşı bir propagandadır.

Öfke kudurmuşsa vakitsiz, büyük ihtimalle pek yakında bir cenaze merasimi var.

Kırık bir vazoda bir su çiçeği, hayatın sır gibi saklanan acı gerçeği.

Küresel bir yalnızlık kaplamış insan ruhunu. İnsan, iliklerine kadar; twitter, facebook!…

Onun aklı üçüncü şahısların aklıydı, bu yüzden sevdiğinden sevgini hep sakınırdı.

Gözlerinin sükûnetinde susmuş, sana birikiyorum…

Saklı kaldığım düş, ceketimin sol cebinde, eski bir vesikalıktır şimdi…

Hatırası demlenen eskilere dair ne varsa göç büyütür kavlimize…

Hiçbir uzaklık; ne sana duyduğum nefretin yalancısı, ne içimde hâlâ kor bir ateş gibi yanan bu hazin aşk’ın yabancısı…

Ki ben, kalbimin hüküm geçmediği bir sevginin yarasında, gül tohumlarını ektim. Orada, hüzün gözyaşlarıyla yeşerttim kaderimin ilkbaharını…

Onun bakışlarıyla yüreğime serpilen masumiyet, bütün takvimlerde aranılan kayıp bir ilandı.

Ölümün toprağında ekin biçilmez, öldürülenler süt kokuyorsa hele…

Öleceğimiz var! kısacık aşklar bile, artık sığmıyor hayatımıza….

Kimi insanların kendisizliği, bazı insanların cehennemidir.

Kendini büyük acılara adayan insan, yüreğinde cehennem’i, kalbinde cennet’i taşır.

Kendi vicdanını sorgulamayan bir toplum, çürümüşlüğün son halkasıdır.

Siyaset, yalan üretiminin yapıldığı imalathanedir.

Kimi insanlar, zekalarıyla her çağı yeni bir devrimle açar. Kimi devrimler, insan hırsıyla her çağı kendisinden bir önceki çağa, sadece “tekerrür” yapar.

Aklının dizginlerini iyice tut ki, fikirlerin evrenin tüm boşluğunda, yıldızlarla beraber halay çeksin.

Kalp, sınırları olmayan uçsuz bucaksız bir dünya’dır. Akıl ise, bu dünya’da sınırları çizen bir serüvenci…

Zeki insan, kitap okumak yerine düşünmeyi öğrenir.

Ümitsizlik, insanın kırılma noktasıdır.

Bir eylemin bir gerçeği olabilirsiniz, fakat asla bir eylemi bir devrime dönüştürebilecek bilgiye sahip değilsiniz.

Eğitimin doğurduğu siyasetten, sürekli büyüyen özgür bir toplum; siyasetin doğurduğu eğitimden ise, sürekli küçülen köle bir toplum çıkar.

Hayatın içinde yaşıyorsun, fakat hayat senin içinde yaşamıyor.

Yaranın acısı geçer de, acının yarası bir ömür boyu kapanmaz.

Dedim; ümidi ölüm bile öldüremez.

Aşktan kederden ayrı kalan insan ömrü, yetmez bir kelebeğin ömrüne!

Hem herkes kendi zaaflarının kurbanı. Düşleri süt kokan, bir sebî nazarında.

Tutup asacaktım kendimi darağacına. Sırf anlatmak için, sevginin bahçesinde koparılan bir çiçeği TANRI’ya…

Acının yontulduğu insan yüreği, meğerse taştan daha dayanıklıymış. İnsanın çaresizliği, ümitsizlikten.

Bilginin ve başarının dehası, insan azmidir.

Bir gerçeği var etmenin yolu, açık sözlü ve dürüst olmaktan geçer.

Beni, öldürmekten geliyorlar ! Tarih; (../..)

İnsan bir yerden bir yere göçtü mü, sadece hava değişimine uğramış olur. İnsan kendisinden göçtü mü, bütün bir hayatını yaşlı ve kötürüm bir bedene sığdırmış olur.

Adalet, vicdanın kıblesidir.

Korkaklar ve fahişeler arasındaki tek fark; korkaklar ruhunu satar, fahişeler bedenini…

Bu hayatta insanın yaşayabileceği en büyük macera, aklının sınırlarını zorlamasıdır.

Yasalar, küçük beyinlerin otoritesidir.

Ezberlenmiş bir hayat, yanılgılardan ibarettir.

İnsanın duymak istedikleri, her zaman öğrenmek istedikleri şeyler değildir.

İnsanın özü, hayal ettiklerinde saklıdır.

Yolun insana geride bıraktıkları ve ilerisi için biriktirdikleri, aynı güneş’in ve aynı ay’ın altında yeniden buluşurlar.

Benim ordum, fikirlerim’dir.

Herkes her sabah kendisiyle yeniden tanışmak için uyanır güne.

İçindeki insan sayısını dünya nüfusuyla karşılaştır, ortaya yüreğinin miktarı çıkar.

Kötü insanları da “bir gün iyi insan olacaklar” umuduyla seviyorum.

Adalet, bir insanın ve bir karıncanın yaşam hakkı arasında hiçbir fark gözetmeden, hüküm verebilmektir.

Aklın elde edemediği tek şey, ölümsüzlüktür.

İnsan, düştüğü yerin acısıdır, kırıldığı yerin yarasıdır.

Dilleri, renkleri, ırkları, ne olursa olsun, aynı amaç için yola çıkan insanlar, farkında olmadan kardeş olurlar.

Özenle okunması gereken tek kitap, akıldır.

Her gün aynı yolda yürümekte olan insanlar, işlerinin yolunda gitmediğinden şikayet ediyorlar.

Kuran, mucizesini sadece temiz bir kalple inananlara gösterir.

Göğsümde yeryüzü hazinelerinin anahtarını taşıyorum.

İnsanlar gelecek kaygısı yüzünden bugünü tam olarak anlayamazlar.

Kötü bir usta, iyi bir çırağın yardımcısıdır.

Bir toplumu felakete götüren en büyük tehlike; iyi insanların kötü, kötü insanların iyi olarak tanıtılmasıdır.

Sisteme karşı kurulan her türlü toplumsal örgütlenmeler, zamanla sistemin bir parçası haline gelir ve bireyi hedef alır.

Kelebekler, sadece üç gün yaşayacaklarını bildikleri halde doğarlar. Kelebeklerin ömrü, insan hayatının sevgiyle geçen üç günün toplamıdır. Bundandır aşk.

İnsan hırsı, insan aklından önce uyandığı güne; çiçek açmaz, kuş uçmaz.

Vicdanı kendisinden önce ölen insanın “insanlıkla” hiçbir bağı kalmaz.

Değiştiğiniz tek şey kendi fikirleriniz olsun. Aksi halde mezhep, dil ve milliyet değiştirmeniz, kişiliğinizde hiçbir fark yaratmaz. Yine “kendiniz” olarak kalırsınız.

İnsanın asıl yaşı, zihinde kat ettiği yol kadardır.

Hakikat, her yeri dolaşır fakat hiçbir yere bağlı kalmaz.

Yalnızlık, kendisinin ne derece unutulmaz olduğunu bize, bu hayatta yaşadığımız yanılgılarla anımsatır.

İnsan, kendisi olmaya karar verdiği an, toplum ahlakını işgal edenlerin sonunu da hazırlamış olur.

Anlatılanlar, anlatanların eseridir.

Cahil yaştan baş alır. Alim akılla yaş alır.

Anlatan bir gelenekten geliyorum. Anlatılanlar sizindir.

Bugünü iyice anlamaya çalışın. Çünkü; babalarından, dedelerinden ve atalarından akılca büyük çocuklar doğacak.

Ne mutlu o aç ve yoksul insanlara ki umudun etrafında toplanmış, gelecekten söz ediyorlar!

Umudun yeşermediği yürekte, inanç aklını yitirmiş bir delidir.

Yanlış, öğretilendir. Doğru, öğretileni sorgulamaktır.

Bir insan bir mücadeleyi ancak nefesi yettiği kadar yürütebilir, ama bir fikir bir mücadeleyi kıyamete kadar peşinden sürükleyebilir.

Ahlak, dünyanın farklı yerlerinde, birbirlerinden haberi olmayan insanların sahip oldukları tek soylu gelenektir.

Tam bir asır”zaman”dır, ipi koparılmış bir kuyuda, seni düşünüyorum.

İnsan insana uyandıkça ışık artar, karanlık azalır.

Kabul görülmeyecek erdemli bir davranış yoktur.

Bir deli bir aptalı yorar, bir aptal da bir toplumu.

Değişen, dönüşen, hiçbir şey, “öz” değildir. Sadece bir arayıştır.

İyi olanı iste, güzel olanı görürsün. Gerçek olanı iste, her zaman doğrularla karşılaşırsın.

Değişen insan, değişen hayat demektir. Değişen hayat, toplum için yenilik demektir.

Cahil toplumlarda bilgi, aşılması zor, alay konusu bir meseledir.

Gelecek hakkında tutarlı davranın. Çünkü, çocuklarınız ona emanet.

Anlaşılmayan insan yoktur. Eğer bir insanın anlaşılmadığını iddia ediyorsan, onun zekası senin algı yeteneğine karşı sürekli çalım atıyor demektir.

Akıl üstesinden gelir, fakat sevgi fetheder.

Beklemek, insana kaybetmek dışında hiçbir şeyin şansını vermez.

Doğruların özünde, tüm yalanları mağlup etmiş bir zafer vardır.

Topluma karşı sürekli küçük düşürmeye çalıştığınız insanlar, ya vicdanınızdan daha merhametlidirler, ya da zekanızdan daha ilericidirler.

Sonu olmaz bir bir yerdeyim. Yolu bana düşen, kendi sonunu hazırlamış oluyor.

Aklın olmadığı yerde cesaret, cesaretin olmadığı yerde akıl, yeniktir.

Sol yanım, hazin bir yalnızlık ülkesidir.

Beni düşündüğün an, yüreğinde kalp atışlarımı hissetmiyorsan, benden milyonlarca yıl uzaktasın demektir. Üzgünüm, ama tek gerçek bu.

Direnmesini bilen, daha savaş başlamadan düşmanı mağlup etmiş sayılır.

Vicdan, acının sesine sağır olmuşsa, kulakların her şeyi işitmesi, gerçekten de “duyuyor” anlamına gelmiyor.

Yarını bilmiyorum, fakat kendimi biliyorum.

Söyleyin, gün gelir bu zulmün hesabını alırız. Söyleyin, katledilen çocuklarımız, cennet kapısını açmakla müjdelendiler.

Nice bir yangınla dövülür yürek sızımız, konar-göçer yalanıyız dünyanın.

Benim aşk kokusunda bekletilen baharlarım var; nice Newrozlara gebe !

Uğruna savaş açtığım doğrular; ruhumun ezgileridirler. Her kavga ses verir bu ezgilere.

Bir insanın asıl değeri, sahip olduğu vicdanla ölçülür

İnsanlar arasındaki menfaat ilişkisi bittiğinde, birbirlerine karşı takındıkları maskeler de düşer.

Sese dönüşmek isteyen bir sözcük, anlamın kabuğundan soyundu. Işıldadı, cümle içinde kullanılmış bir elmas zarafetiyle.

Umut, bugün için bir dayanak, yarın için bir amaçtır.

Acılar ki ömrümüze beşik kertmesi, kadersiz çocuklar kederle boğulmak üzere.

Erdemli bir davranış, bir kitap dolusu öğütten daha öğreticidir.

Hayaller, umutların tozunu almak içindir.

Bir halk, vicdanı sağır olunca ölür.

Hayat, çağın gereksinimlerine ayak uyduramayan toplumları, geri bırakılmışlıkla cezalandırır.

Sürekli karamsar düşünen birisi için kabus görmek artık günlük hayatın bir parçası haline gelir.

Hayat, her zaman bir adım önden gideni bir adım arkadan takip edene öncü kılar.

Dostluk, üzerinde düşünülmüş bir bilgidir. Düşmanlık ise, öğretilmiş bir bilgidir.

İnsan’ın giderek değer kaybettiği bu dünyada, sözcüklere daha fazla anlam yüklemekle, sadece kendimizi kandırmış oluyoruz.

Aptal insanlar için, hedef yakın, fakat mesafe uzak sayılır. Zeki insanlar için, hedef uzak, fakat mesafe yakın sayılır.

Habire yüreğime akıyorsun. Kalbimin en derin köşesinde ırmakların çağlıyor.

Kendimi ağır yenilgilerin uğrağında, benim gibi yaralı sözcüklerle anlatabilirim sana. Benim ülkem, senin kalbindir.

Başımı kalbimin içine gömdüm. Sustum, sır kapılı odalarda, kimselerin ölüm üşüdüğü vakit.

Çığ gibi büyüdü, uçurum yamaçlarında aşınan, ölülerin yıkanmamış suretleri.

Mutlak gizeminde şiir büyütülür ancak, ana gibi kokuyorsun. Bana, mavi – yeşil suretini göster, kalbim aşkla çarpsın.

Yalnızlığın içinde kayıp bir yalnızlık, kavuştular bir gün, ömrümüzün bu sarp yokuşunda.

Acının barbar yüzü, insanı hüzünle kırdı geçti.

Gülüşünde ezberledim bütün çiçeklerin adını. Ey aşka dönüşen yürek sızım, merhaba!

Yol iz bilmez bir aşk sapağında hayat eksilir. İnsan bire beş yalnızlık katar ömrüne.

Bir göç devriliyor yalnızlığın gövdesi üzerine. Hayat, yaranın içinde en uzun gece.

Bir dağ bayırı kuşağı üzerinde, bir yıldız keçisi, kalbimi otluyor.

Acının göğüs kafesinin bitişiğindeyim. Acının ömrü, benim hikayem.

En hafif yük, bilgidir. En ağır yük, cehalettir.

Ayın ilk yağmuru ve toprak, ayın ilk insanı ve deli saçması, acılar ki ömrümüze beşik kertmesi, kadersiz çocuklar kederle boğulmak üzere.

Başını çektiğim bu yol, ey Aziz! başını çektiğim bu yol, fikirlerimin ve kanımın, güneşin şu kavurucu sıcağı altında, insana yürüdüğüdür.

Körpe, yeşil düşlerin, korkusuz, ele avuca sığmaz. Kuşluk vaktisin sen, karanfil yaprağında hür.

Yalnızlığın soluğundan başka, hiçbir sığınağı olmayan, günlerin kapısındayım. Yaşım: hayata hep erkenci.

Sözün fay hattı üzerinde yaşıyoruz. Söz ne zaman dökülecek ağızdan, önce hangimiz kırılacak şah damarından, bekliyoruz !

Geleceğe varmak için yol alan birisine, bugün geleceğin tâ kendisi olduğunu anlatamazsınız.

Bildiklerinin hesabını tutan, aptaldır; bilmediklerinin hesabını tutan, bilge’dir.

İnsan yeni fikirlerin kaynağına ulaşmadıkça, kendisini yenileyemez.

Önce müjdeleyenler gelir, sonra müjdelenen.

Acıların en dayanılmaz olanı, dilsiz olanların yüreğindedir.

Sana karşı kılıç kuşanan düşmanın karşısına sopayla çıkman kader değil, ahmaklıktır.

Umursadığın yüz yalan, umursamadığın bir gerçeğe karşı üstünlük sağlayamaz.

Acının etrafında semaha dönen dervişler, zikre dalmış, bizimle muhabbet etmeyi unuttu. Topladığımız elmalar elimizde kaldı, dervişlere yas tutalım.

Seni aptal duruma düşürmeye çalışanlara karşı ilk hamleni son oyuna bırak. Son hamleni de daima kendine sakla.

Hiç tanımadığınız bir insana, “kardeşim” diyebiliyorsanız, yüreğiniz hayatla bütünleşmiş demektir.

Şafakları bilirim, künyende yeşil, salkınmış gözlerinde düş bayraklarıyla. Şafakları bilirim, tan vaktine gebedir, varoş bucaklarında; ıslak, sancılı…

Günün ilk ışıklarını insan umudu karşılar.

Mücadele etme kabiliyeti olmayan insan, köledir. Mücadele etme kabiliyeti olduğu halde mücadele etmeyen insan, uşaktır.

Senin rastlantı dediğin şeyler, hikayenin bir parçasıdır.

Gelecek, sen onu kafanda ne kadar güzel tasarladıkça, o sana daha iyisini sunar.

Kendine vardığında ses ver, sana geleceğim!

Dünyada, hoşgörü kadar erdemli bir barış, iyilik kadar güzel bir ahlak yoktur.

Evet, elimizde bir kanıt olarak işte hayat tam da budur dediğimiz bir an bile yok.

Yetişemediğin birinin arkasından konuşmakla onu hiçbir şekilde yolundan alıkoyamazsın.

İlk günkü tazeliğini koruyan bir fikir, her zaman yeni bir fikirden kat kat iyidir.

Cehalet, hatasını yanlışla kapatmaya çalıştığı için cehalettir.

Kalbim; bakir bir dünyanın ilk güleç açan baharı Newroz’dur; Kürdistan dağlarında…

Onun hakkında sana anlatılan şeyler, üstüne giydirilmek istenen ateşten bir elbisedir.

Düşünemediğin şeyleri bilmediğinden asla peşine düşmezsin.

Özgürlük, tüm ahlaki değerlerin toplamıdır.

İntikam, acını hafifletmez.

Gelecek, aptal insanların “özgürlük” taleplerine cevap vermez.

Sadece düşünmeyi göze alabildiğin kadar hayata dokunabilirsin.

İnsan, önemsediklerinin kölesidir.

Bir insanın söyledikleri bilgiye dayalı ise, onu kendinizden bir basamak yukarıya taşıyın; dürüstlüğe dayalı ise, iki basamak yukarıya taşıyın.

Sevgi, yüceliğin kanunudur.

Eğer yüreğinizde sadece sevgiye dair bir bayrak açmışsanız, tüm dünya karşınızda saygıyla eğilecektir.

Bir yaşamak, ayıpsız ve hür. Bir yaşamak, korkusuzca ve kardeşcesine…

Ne düşündüğünü sormam, ne söylediğine bakarım.

Babalar öldüğünde düne, oğullar öldüğünde yarına gömülür.

Yarın, yaşamdan pay alan herkesin hakkıdır.

Onu kalbimden düşürdüğüm yerde, ölmüş buldum bir vakit sonra.

Gidenin ardına düşmekle sadece dün’ü tekrarlamış olursun. Oysa hayat, dün’e demir atmak değil, yarın’a yelken açmaktır.

Bir düşüncenin var olma sebebi, bir insanın var olma sebebi gibidir.

Çaresizlik kadar büyük bir ıstırap yoktur.

Yalnızlıktır şimdi yaşlanan.

Sana gelmek için büyük bir keşif çağıdır, aklımın yer ve gök saltanatı.

iyiler, gücünü kelimelerden alır; kötüler, şiddetten.

Aranızdaki en yaşlı, sizden yaşça büyük olan değil, geleceğe dair umudunu kaybetmiş olandır.

İnsan sadece zoru gördüğünde ilk aklına gelen ve ilk yüreğine düşen arasında bir tercih yapmak ihtiyacı duyar.

Beni öldürmenin cezasını, çocuklarınızı karanlığa mahkum etmekle ödeyeceksiniz.

Gökyüzü, çocukların yüreği kadar sonsuz bir büyüklükte değildir.

Bu sabah bilinmeyen bir dil konuştum yine. Bildiğim bütün sözcükleri silkeleyerek, hayatın kurumsal balkonundan, aşağıya…

Alnından süzülen terin, meyus yalnızlığında buluştum, hayatın en acımasız yüzüyle… Bana gülümsemediğin günlerin, şiir’ini sorma çocuk.

Ben hiç kimseyim, zamanı koşturan çocukların düş saatiyim. Bir gece ansızın, kalbimin zifir karanlığını, bir mumla tutuşturdukları…

Vicdan kurumadan, gözyaşı tükenmez.

Yalan, insanın içinde yaşatabileceği en büyük cehennemidir.

Yaranın üstünü ne ile kapatırsan kapat, acı hep içeriden hissedilir.

Kendi yaşamı dışında başka yaşamlara tanıklık etmeyen insanların zihni, bir hapishane hücresinden farksızdır.

Ardında mutluluk bırakan bir insan, aslında geleceğe yürümüyor; gelecek, onun adımlarını takip ediyor.

Zamanı kim adlandırabilir? Yitirilmiş insan ömrüne dair. Yaşanacak başka bir dünya yok daha, sevgiden öte. Sevgiyi kim bulabilir? Kara bahtın sevincinde…

Bugün açlık ve keder ilk defa beraber yürüdüler. Bugün anlamın ve anlamsızlığın çekilmez ağır yükü, bir aslanın ve bir karıncanın gururunu okşadı. Bugün bir oğlum oldu. Adını; “Azad” koydum.

Yeşil bir gökyüzü koşuyorum. Bana sesini veren kırlangıçların, batıdan doğuya göç mevsiminde.

Kalbinde eksik etmediğin senin kaderindir. Aklında eksik etmediğin senin yolundur. Dilinde eksik etmediğin senin tercihindir.

Gelecekte gururla anımsayacağın bugünler için, sevdiklerine güzel sürprizler yap.

Kötü insanlar elde etmek için savaşır; iyi insanlar paylaşmak için.

Şiddete dayalı hiçbir kazanım, tarihe başarı olarak not düşmez.

Büyük zaferler, masum insanları kılıçtan geçirip toprakları fethetmekle değil, düşünceleri fethetmekle elde edilir.

Hayat, senin kendine pay biçtiğin kadardır.

Yaşım, sizden sonra olabilir fakat fikirlerim, sizden öncedir.

Zaman en iyi sermayedir. Yararlı işler için kullanıldığında, insanı yüceltir; boşa harcanıldığında, insanı alçaltır.

Yalnızlığın üstünü sadece anılarla örtebilirsin.

Dilim bir ezber taşıyla dövülmüş. Bu yüzden aklım ermiyor devlet işlerine… Bir garip yalnızlık bilinciyim. Kendi göç tarihi, adsız – kayıp sulara kekeleyen.

Gözlerimin – gözlerinin kıyamet bahçelerinde, sürgün zamanların sürgün yalnızlığı aşk! …ve dilde hüküm giymiş umma; bir süngüdür; çetin, avaz. Aklın medeniyetinde mevziler kurmuş…

Gitme, sonrası pişmanlıktır; bildiğin gibi değil. Çünkü aşk anlamaz bir kalpte, mevsim: hep sonbahar.

TANRI, bu dünyayı sahiplenmeye çalışan kullarını, ıstırapla dolu bir hayata sürükler.

Kadası taşa değsin. Akan suya süzülsün hasmı. Gün gelmiş kapıda zulüm.

Çile sultan beydir, omuz yükümüzün yangına ilk su dökeni. Ah! şu gün bitse de zulüm kanatlanıp uçsa üzerimizden. Acımıza susturulmuş bir halk var bir dağ ötede.

İnsana hiçbir şey vaat etmeyen bu dünyaya ait olmak korkunç bir hastalıktır.

Tam tepedesindir. Barış dolu bir dünya için sevmeyi göze alan ayrılıkçı seslerin. İnsanlık senin fikirlerinle aydınlanıyor ya da başka bir şey… Gökyüzü tam parıldamakta iken, olabildiğince mavisindir.

Bir tür devasal yalnızlık, insan kalbinde taht kurmak için, bütün metafizik kanunlarını alt üst etti.

Yarına yürüyen, sadece yaşamdan pay almış olur. Geleceğe yürüyen, hem yaşamdan hem ömürden pay almış olur. Umuda yürüyen, hem yaşam hem ömür, kendisinden pay almış olur.

Bir yerde, kötü insanlar iyi insanların etrafında toplanmışsa, bu orda güneş doğduğu içindir. Bir yerde, iyi insanlar kötü insanların etrafında toplanmışsa, bu da orda güneş battığı içindir.

Seni en asil damarımda, kanımda yumak yumak. Mevsimlere çığır açmış. Eritmiş dağlar karını. Toprak çiçek vermiş, koyun kuzu, yağmur bereket.

Bir başladı mı geceler boyu yapayalnızlığın silüeti… Bitmek tükenmek nedir bilmez, aklıma sığmaz hasretin.

Martıların dili olsa, bir şiir salıncağında. Deniz köpürse, uzayıp gitse gözlerimin feri, eskimiş bir evin, kerpiç damına.

Yaşamı anıların içine hapseden yenilgilerdir.

Sevmek yerine sevilmeyi bekleyen her insan, kendini yalnızlığa mahkum eder.

Kent’ler konuşur, düşünen duyar bu çığlık koparan sesleri. Kent’ler yürür, çoğaldıkça ayak izleri düşüncelerde.

Zor olan, güç getiremediklerin değil, düşünemediklerindir.

Çoğu kez bazı kelimelerin ağırlığı altında kalır ezilir insan.

Dünyanın en karanlık yeri, insan cehaletidir; ve asıl korkmanız gereken yer de orasıdır.

İnsan, hayatı kendine yaptığı yolculukla keşfeder.

Yanlışlar üzerinde yapılmış bir yol, seni karanlıktan başka hiçbir yere götürmez.

Genelde büyük sorunların kaynağında, gücünü yalan ve şiddetten alan insanların iktidar olmak savaşı vardır.

Zozan, saçlarında kasırga, iki düş pınarı… İffetine kır dokulu sonbahar, açmış göğsüne yokluğun.

Bir başka silüet’e giyinmeden ruhun azizliği… Ölü susmaktan çoğalan bu insan ölüleri… uykuların kıyametine aldırmadan, gelip durdular yalnızlığıma karşı bir gece vakti.

Yıllar var ki hâlâ kendime yürümekteyim.

Güneş ışığını, yalanın azınlık gördüğü doğrulardan alır.

Sessiz devrimler gerçekleştirmenin ilk şartı, kendini olduğundan küçük göstermektir.

TANRI’yı tanımanın bilincine kavuşanlar, insan olmanın bilincine de kavuşurlar.

Çocukların yüreğine açılan pencereden dünyayı izlemek kadar daha muhteşem bir duygu olamaz.

Yalnızlık kadar soylu bir bilge yoktur.

Aldatmak, cehennemi arzulayanların yoludur. Aldanmak ise, saflığın öyküsüdür.

Gerçeklere aykırı hareket etmek, sadece sahip olduklarını kaybetmek korkusu içinde olan insanlara has bir durumdur.

Aydınlanma bilinci, TANRI’yı tanımakla başlar.

Geri kalmış toplumlarda; töre konuşur, cehalet uygular.

İnsan, bilgiden uzaklaştıkça gerçeklerden; gerçeklerden uzaklaştıkça cesaretten de uzaklaşır.

İnsan yaratılış bakımından değerlidir, fakat ağızdan çıkan güzel kelimeler daha değerlidir.

Ahlak, daha iyi bir üst sürüm’ü çıktığında, insanlık çağ atlar.

Hedefe giden yol, her zaman akıl ve kalp arasındaki mesafe kadardır.

Vicdan karşısında eğilen güç, TANRI’yı bulmuştur.

Korkunun sefaleti, yoksulluk sefaletinden daha kötüdür.

Umutsuzluk arttığında ıstırap da artar.

Bir ülkenin kaderi o ülkenin milyonlarca nüfusu arasında sadece bir kişidir.

Elindeki ekmeği karnı aç insanlarla paylaştığın kadar sevgiye doymuş olursun.

Beddua etmem, çünkü Hak tanıktır.

Uzakları beklemenin bir nihayeti yok artık. Gitmeli insan, yeni bir seferde yeniden doğmak için; başka hayatlarda kendine yeni bir hayat kurmak için.

İnsanların görünen yüzü beni ürkütmüyor. Beni ürküten şey, insanların görünmeyen yüzüdür.

Onu bir başkasının ağzından dinlemekle tanıyamazsın. Başkası ona düşmandır, o sana dosttur. Bilemezsin.

Çıldırır bütün galaksiler, sonsuz akışına rüzgârın. Çıldırır solgun sonbahar, açmış bir gül yaprağına.

Güneş, kendi acısına gülümseyen insanla yoldaşlık eder.

İyilik karşısında kuşku duyan insanların yüreğinde sevgiyi aramayın.

“Köle olmak paha biçilmez bir mülktür” diyordu. Çok şey istiyordu mısır halkından, Firavun Ramses . Başladım anlatmaya ateşin etrafında ateşi. “Eski mısır söylenceleriyle.”

Çoğunluğa itibar etmeyin, bilgiye itibar edin. Size yol gösterecek olan çoğunluk değil, bilgidir.

Ertelenmiş hayatların sonu, pişmanlıktır.

Gölgemin peşine düşen, beni bulamaz.

Bir adım ilerisi, güneşin doğuşunda hürriyet. Bir adım gerisi, güneşin batışında hürriyet. Sular akar, yel eser. Hey canım! Dört mevsim baharlar yeşerir zulamda.

Açtı seher yeli, eridi buzlar. Su yataklarında, kar içinde, duya açmış kardelen çiçeği. Vukuatsız yaşamın tadı, kavgasız gündüz, ölümsüz gece, hepsi bir mısra içindedir.

Adına buyrulmuş güzellikler, tüm zamanların sonsuz akımı.

Yıktı nar-ı, koca selviyi can boğazla. Bak – bak, yıktı işte, tohum sunayan diş mızrağını.

Dışarda, deli – azgın, sarhoş düşlerin. En derin uçurumlar aşağısında, bocalanır, asırlar boyu.

Sürü ver. De heey, yamaç yamaç, uçurum uçurum. Dağların süt memesine, sıra kalbine… Açılır tan yeri bucaklarda. Ötelerden nazlı bir seher yeli, Andok tılsımını savuranda…

Aklın yolunu kullananlar için, hedefe ulaşmak hiçbir zaman güç değildir.

Bazı gerçekler, gözardı ettiğimiz ufak detaylarda saklıdır.

Hak’tan sonra insanın tek dayanağı, güven duygusudur.

İnsanlar yeni fikirler ürettikçe, yaşam alanı daha da genişliyor.

İnsanın yılları bulması bir mucizedir, fakat yılları eli boş bir şekilde bulması, yılları da kirletir.

Yolu uzatan, hedef noktasıdır.

Bu, memleket gülleri, susayan dudağında açmış. Gözlerinde, gözlerinin içinde, kardeş bir dünya uyuklanır. Şarkısı bozkırlara uzar, bir asır boyu Koçero Sürüsü’ne…

Doğanın ezgisi ruha coşku katar, zihne yol açar. Doğa tüm anlamıyla TANRI’ya övgüler sunan bir sanat şölenidir.

Merak duygusunun en kötü yanı, bütün sorular karşısında umduğu cevabı bulamamaktır.

İyi olan, hiçbir zaman şans dilemez.

İnsanlara size kendini anlatma fırsatı tanıyın, fakat asla yalan konuşmalarına müsaade etmeyin.

Bulduğunuzdan emin olduğunuz sevginin peşini bırakmayın. Sizi hakikat ışığına ulaştıracak olan sevgidir.

Sözcüklerimizle karanlığı ezip geçtik, artık önümüz hep aydınlık. Yüreğimizden dünyaya pahalı sevgiler ışıldıyor.

Övgü, hiç kimseye fazlasından bir değer katmaz.

İnsanın ruhunu ezberledim Ey Aziz! İnsanın ruhunu ezberledim. İnsan ki dilinin üstünde bal tutar; altında zehir saklar.

Zaman bir sır gibi avuçlarımda, susup, yağıyor geceyi. Umut şavkı güllerini, köpük köpük beyaz bir buluta, savurup, ağarıyor geceyi.

Yeryüzündeki tüm acılar birbirine kaynatıldığında , ortaya; “Hz Eyyüb (as)’ın yüreği” çıkar. Ben biraz da Hz Eyyüb (as)’ım.

Benim tarihime gözyaşıyla gelen, yoksulca acılar tanıdım. Ateşin ve suyun seviştiği, göğüs kafesimin üzerinde.

Acının tuhaf bir serzenişi var Kani Amca! Acının tuhaf bir yarası var. Acı çeken iki dünya arasında bir salıncakta, kendi kaderiyle baş başa, sallanır durur. Acının tuhaf bir iklimi var Kani Amca!

Değişmez kara bu, alın yazımıza işleyen. Nerede ipi koparılmış bir hayat düşünülse, gerisinde aldanılmışlık…

Kendinden yoksun insan suretlerini, yalnızlığa köpürün. Hiçbir şey arta kalmasın, düşüncelerde küf tutan, yaşayan bir ölü için.

Görünüşte iyi insan olman, sadece sana duyulan güveni öldürmeye yarar.

Acı, hikayesini herkese duyuracak olan yarına gitti.

Korku, insan ve hayat arasında mayınlarla döşenmiş bir sınırdan ibarettir.

Ben ki, mavi-yeşil bir düş silüetiyim. Göğsümde hülâlı aşkların cenneti… İçine şafak söküğü umut gülleri ektiğim.

Susmuş, masal çağıdır.

Bir gün, fikirlerimizde bir ateşkes ilan edilirse, bil ki hayat ufalanmanın derdindedir. İşçiler grevden çekilmiş, patronlar işçileri esir almıştır.

“Seni seviyorum” söylenecek çok sözdür. Bundandır aşk!

Hedef, yarı yolda kalanlar için en büyük problemidir.

Bugün ölürsem, geleceğe gömüleceğim. Bugünün rüzgârı geleceğe karşı koyamaz. Size hep gelecekten sesleneceğim. Umutlarınızda mutlu günlerin beklentisi “ben” olacağım.

Temeli eğitim ile güçlendirilmiş bir toplumu kökünden söküp atmak, imkansızdır.

Fedakar insanların yüreğinde, TANRI ile hiç kopmayan bir bağ vardır.

Bana özenmeye çalışırsanız, gölgemle arkadaşlık etmiş olursunuz. Kendiniz olmaya çalışırsanız, benimle arkadaşlık etmiş olursunuz.

Işığa çıkan bütün yollar, aynı anlamı ifade eder.

Çıkarı doğrultusunda hedef saptıranların bu hayattaki başarı şansları yüzde sıfırdır.

Yolunuza ışık tutmak isterdim, fakat görüyorum ki geçmişinize ait o kirli elbiseyi üzerinizden çıkarıp atmak istemiyorsunuz.

Beni karanfil kokusunda bekle. Her bahar sabahı, gelirim yoluna.

Gün gelir; umut, toprakta bir tohum gibi, filiz verir. Yeşerir, büyür. Kök salar dünyanın dört bir yanına… Gün gelir; kalpte aşk, yürekte vicdan, buluşur insanla yeniden…

Telaşla değil sükunetle düşün. Hırsla değil, sabırla mücadele et. Zaferlerinden öğüt al, hatalarından ders çıkart.

Güven, topraktır; umut, toprakta filiz veren tohumdur. Güven olmazsa, umut tek başına hiçbir işe yaramaz.

Herkes bir gökyüzünün var olduğunu bilir, fakat çok az kişi gökyüzünü görebilecek gözlere sahiptir.

Neşenin kaynağı zihnin aydınlığıdır. Zihin ne kadar aydınlık olursa, hayat da fikirlerimizin objektifine o kadar net yakalanır.

Aynı sorun etrafında sürekli daireler çizen birinin yaşadığına kanaat getirmeyin.

Bilgi, öğrendiklerin değil, düşündüklerindir.

Bir fikir kapısını aralamadan önce kapıyı çal ve müsaade iste.

İnsanın kendi arzularına tutsak olması, dünyadaki bütün hapishane şartlarından daha kötüdür.

Hikayenin sonu, hayatın sonu değildir.

Sadece medeni toplumlarda insan tek sınıftır.

Başarı, siz düşünmeyi öğrendiğiniz andan itibaren yanınızdan hiç ayrılmaz.

Zorlukların üstesinden gelmenin ilk şartı da, son şartı da, sevgidir.

Yalnızlık TANIRI’ya çıkan yoldur. Hayatın geri kalan kısmının en önemli kararları bu yolda verilir.

İnsan eğitimle başkasının işinde işçi, zekayla kendi işinde patron olur.

İlkesi sevgi olan, bayrağı barıştır.

Tanımadığınız bir insana karşı edindiğiniz ön yargı, belki de ileriki hayatınızın en mutlu anına sıktığınız bir kurşundur.

Herhangi bir soruya verilmiş bir tanım o sorunun gerçek cevabı olduğuna dair kesin bir olgu taşımaz.

Karakter sahibi insanlar, hiçbir zaman kişiliklerinden ödün vermezler.

Hayal gücü, gelecek planlarımız hakkında bize ne yapmamız gerektiğine dair sadece birtakım olanaklar sağlar.

Özünde sevgi olan hiçbir şey çürümez.

Hedef, düşüncelerde yol alan birinin her zaman üç adım önünde durur.

Aklın güç getiremediğini, şiddet yola getirmez.

Karanlığın bütün sırlarını bilen bir insan, güneş’e dünyadan daha yakındır.

Kader, bu hayatta insana sorulmuş en uzun sorudur.

Değişmeyen kuralları, insanlarını kural dışına taşıyarak değiştirin.

Aptal insanların ağızlarından doğru kelimeler çıksa bile, sırf aptal oldukları için, yanlıştır.

“Rivayet” Ahir zaman mektebinde, şiir üzen kadın gözleri yosun tutmuş.

Doğru düşünmek ile doğru hissetmek, aynı şeyler değil. Çoğu zaman düşünceler inançtan, hisler ortamın havasından etkilenir.

Olgunluk, dünyanın tüm felaketleri karşısında hiçbir şeyden etkilenmeyen bir kayanın ağırlığı gibidir.

Zor günlerde bile sizi ayakta tutacak olan aklınızda umudu, yüreğinizde sevgiyi eksik etmeyin.

Barış, ancak sevgi dolu kalplerin bir araya gelmesi ile mümkündür.

Bilgi yasalara, yasalar cehalete hükmeder.

İnsan beyninde yuvalanan karanlık parçalanmadan, güneşin doğması neye yarar?

Çok soru soran insanın kafasındaki cevap hep aynıdır.

Sevgi, yaşam pınarının kaynağıdır; hayatın içinde gizlenmiş bir boyuttur. Fakat kapısı kalpten içeri açılan bir boyut.

İçten ve samimi bir gülümseme kadar nefret sınırlarını ortadan kaldıracak daha etkili bir silah yoktur.

Güç bilgidir; eğitim bilgiye giden yoldur.

İnsanın değeri, ağzından çıkan kelimelerde; kelimelerin değeri, taşıdığı anlamlarda saklıdır.

Düşüncenin sınırlarını aşmadığınız sürece mucizevi sırlara vakıf olamazsınız.

Cennete giden yol, ahlak kuralları üzerinde inşa edilmiştir.

Zulüm ne kadar şiddetli ve ölümcül olursa olsun, insan TANRIya aşkla bağlı olduğu sürece, acılar bal tadını vermeye başlar.

Aptallık, en basit konularda bile her şeyin en doğrusunu bildiğini zanneden birinin, sürekli hataya düşmesidir.

Bana karşı edindiğiniz bu ön yargılar bile, bir ömür boyu karanlıkta kalmanız için yeterli bir sebeptir.

Yarınlar için esas güç, temelden elde edilmiş iyi bir eğitimdir.

Eğitim, paranın ve zulmün direncini yarı yarıya azaltır.

Varacağım yer, bugüne dek sahip olduğum her şeyden daha önemlidir.

Dürüstlük ve güzel ahlak, karı ve koca gibidirler. Biri olmazsa diğeri eksik kalır.

En doğru bölücülük iyileri kötülere karşı örgütlemektir. En doğru barış, kötülere iyilerin aldığı eğitimi vermektir.

Hislerinizle kelimelere dokunun. Siz konuşurken onların cümle içinde nasıl hayat bulduğunu anlayacaksınız.

Bir insanı en iyi anlamanın tek yolu onunla yüz yüze görüşmektir.

Yitip giden her şey, ardında faniliğin fotoğrafını bırakır.

İnsan yüreğindeki sevgi tükenmedikçe hiçbir ışık karanlıkta kalmaz.

Bilgiye asla diz çöktüremezsiniz.

Kitap okumak ve dünyayı gezmek ufku aydınlatır kötü alışkanlıkları yok eder.

Doğrudur, bu umarsız kör talihin. Ki susmak hiçbir şaire yakışmayan / şiirin ayak izinden, düşle sardım kanayan yaramı.

Çat kapı misafiriz, yıkkın bir tarih atlasında. Büyük babamın büyük babasından kalma, eski bir masal küpün içine…

Hiçbir aynaya yansımazdı suretim, yüzümü çevirmeseydim ay’a.

Benim bile adını bilmediğim bir sözcük korosu var havada. Bütün ezberlerin nihayetinde sabır ile yontuluyor… Aç gözlerini, ey pazar sabahlarının uykusu… -ekmek, zeytin, çay- Karın boşluğumda asırlar medeniyetler çatışıyor..

Zulamda ecele yatkınım işte… İki gözümü hasretin götürür.

Nemrut’ta bir geceyim; yarı yorgun, yarı Antiokhos kırbacında… Sürülmüşüm rüzgâra, mavi… Tam sancısındayken kuytuluklar. Açmış piramitler hırsını… Ve raplardan kuzgun bir inleyiş, çökertmiş uykularımı…

Bir yüzyıl çağrıcısıyım, örslenmiş gözyaşı hacminde. Bütün çağların savaş takvimlerini aşıran, sesin isyan ikizi.

İnsanlar fikirleri olmadan hiçbir şeye kanaat getirmezler.

Mükemmel olmak iyinin ötesinde bir ahlak gerektirir.

Cehalet her türlü suç makinasına dönüşebilen mayası bozuk bir hamurdur.

Dürüst olun, dürüst davranın, hayatınızdaki tüm olumsuzluklar yerini mutluluğa bırakacaktır.

Sözcüklerde aradığı anlamı bulan insan, zengindir.

Neyi nasıl düşünürsen hayatı da ona göre yaşamak zorunda kalırsın.

Aptallığın birinci bölümü ön yargılardan oluşur.

Bir bilgenin sırtını yaslayacağı tek yer, kendi yarasıdır

Sevgi, güneşten daha aydınlık, daha sıcak ve daha sevecendir.

Kendi olayını herkesin açısından düşün, fakat sadece kendin için yorumla.

İnsan olmanın sağduyulu hevesi, acının haykırışında kaygıları taşıran bir damla sevinç, göksuyu nallarıyla koşuyor bütün yerküreyi.

Söz dönüp dolaşır günün birinde yol olur. Yol, gözlerinin uçurumuna varmak içindir. Sana dair şefkatle büyüttüğüm bu sevgim, gün olur ikimize umut olur.

Bazı davranışlar sevgiyi anlatır, kelimelerden daha etkilidir. Bundandır aşk.

Korkak bir insan, hep dünün özlemiyle yaşar.

Bugün, dün ve yarın arasında bir tercihtir.

Bazı ölümler vardır Hafız, yaşamın tâ kendisine benzer. Bazı ölüler vardır Hafız, insan öldü demeye bin kez utanır.

Dürüstlük, yalnız kalmayı göze alabilmektir.

Seninle aynı kapılar ardında, emeğimizi çalanların geleceğini çalıyoruz.

Gece ve aşk, sırdaştı iki sevgilinin arasında. Söylemenin dili döküldü… Ve utancın karası, kovuldu anlamın derinliğinden.

Bir kırım açlığıdır; – tek millet, tek bayrak – Tazyikli su sıkan panzerlere karşı molotof kokteyli artık anonim. Bir kırım açlığıdır; – havada barut kokusu var, havada hüznün bezgin yalımı – İs tutmuş .

Bazı hakikatler görecelidir. Bazı hayat prosedürleri mantık ilkeleri için bir şeriat. Oysa ilahi kanunlar ve ilahi adalet zamanın ruhuna amade. Her şeyin üstesinden gelen bir üst, vicdan; insanın kendisine ve TANRI’ya açılan bir kapıdır her zaman.

Eğitimde bağışıklık kazanmış bir zihin, bütün sorunların üstesinden gelebilir.

Güç getiremediğin sen değilsin, aldığın eğitimdir.

Bir toplumun ruhsal problemi, kendisi gibi düşünmeyen herkesi, “deli” ilan etmesidir.

En iyi sonucu almak istiyorsanız, onunla yüz yüze iletişime geçin.

Kimse kolay kolay düşünmeye cesaret etmediği için akıl, çoğunluk için sonuca gitmeyen bir problemdir.

Gözyaşı, sadece değer verdiklerimiz için akıtıldığında yürek yakar.

Saf ve temiz bir sevgi kadar doyumsuz hiçbir şey yoktur.

Güzellik ve erdemin bir arada buluştuğu bir kadın için bütün dünyayı fethedebilirim.

Bazı sırlar aşılması zor olur; gece gibi karanlık, uçurum gibi derin olur.

Kimsenin kimseyi merak etmediği, “öldü mü, yaşıyor mu?” diye sormadığı, bir çağ bu.

Belki başka bir zamanda, başka bir şehirde, seninle yeniden bir hayat kurmak mümkün.

Paranın ve şehvetin peşinden sürüklediği insanların ruhunda asalet aramayın.

Zamanın ruhuna yolculuk edin, bilginin kaynağına inin, orada beni bulacaksınız.

Nefret elbisesi, kanla yıkanmış bir elbisedir.

Aptalların dünyasında asıl fırtına, bilginin değeri anlaşılınca kopmaya başlar.

İnsanları fikirleri değil de ihtirasları yönetmeye başladığı an, aptallaşırlar.

Bilgi, insanın merkezidir.

Bilginin başarı şansı, ihtiyaç sahibinin onu nasıl anladığına ve yorumladığına bağlıdır.

Ahlak çöktüğünde, toplum da çöker.

Aşk, bütün şansların ortak buluşmasıdır.

Bilgi kirliliği etrafında doğruları idrak edemezsiniz.

Aşkta sevgide hiçbir şeyde olmadığınız kadar cesaretli olun.

Ey aşk ! Uslandır artık şu telaşlı yüreğimi… Senden bir alacaklıymış gibi; yedi bitirdi başımın etini.

Belirsizlik, insanın kendi çıkmaz sokağıdır.

Aşk, gözlerine bakınca; yeryüzündeki tüm sınırlar ortadan kalkıyor. Dünya tek vatan oluyor. Bu vatanda; Ben Kral oluyorum, Sen Kraliçe.

Adalet, ondan nefret edenlerin omuzlarındaki en ağır yüktür.

Gücün bir parçası olan sistem diktatörlük, sistemin bir parçası olan güç halktır.

Ahlaki değerlerden yoksun bir toplumun yasaları, sadece iyi insanları idam etmeye yarar.

Ön yargı, kişinin hayatını tamamen idam etmesidir.

Güneş doğmadan, hayatın göz alıcı renklerini göremezsin.

Güçlü bir ruh ancak sağlam bir karakter sonucu ortaya çıkar.

Bana acı çektirenlerin cehennemdeki yerlerini görüyorum ve onlar için dua ediyorum.

Şimdi çekip giden sen değilsin, ayrılıktır. Sen karşımdasın, başını alıp giden sevdandır.

Yeni fikirler için bağışıklık kazanmış bir zihin, hayatın zirvesidir.

Namus insanın künyesidir; nereye gidersen git herkes seni bu künyeye göre karşılayacaktır.

Korkunun tapınağı, cehalettir.

Cahil bir toplum, karanlıkta saklı kalan bütün sırlardan daha ürkütücüdür.

İyi niyet, insanı hiçbir zaman yarı yolda bırakmaz

Yaşadığın sürece değil, düşündüğün sürece, özgürsün.

Aşk acısı zamanlar aşınır yalnızlığın ince yelesinden. Gelir, konar düşlerimin hüzün saatlerine. Kirpiklerinde asılıyım; gözyaşıyla.

Beni tanımak için, onun benim hakkımda sana söylediklerini değil, benim sana söylediklerimi dinlemelisin.

Aşk’la sana gelen sevgili, ancak ölümle senden gider.

Merhametini kaybetmiş bir insanın yüreğinde vicdan aramayın.

Kalp aşkla pişer, yürek sevgiyle…

En büyük kölelik, birine benzemeye çalışmaktır.

Senin kuralların olduğun sürece hayatın kuralları önünde engel değildir.

Olması gereken her şey daima ahlak kuralları içerisinde kalandır.

İnsanı gösteren üzerindeki elbise değil, taşıdığı karakterdir.

Dünyanın bütün gürültüsü sonuca gitmeyen yol üzerinde toplanır.

Sadece kadın güldüğünde cenneti tarif edebilirim.

Güzel ahlak, ilkbahara açılan tek penceredir.

Farkına varmayı öğrendiğinde farklı olursun.

Beyin jimnastiği, sorgulamaktır.

Bilgi, insanı insan yapan en soylu erdemdir.

Sadece uzaktan bakmakla kuşkuların daha da artar.

Elde edilmiş her sonuç başarı değildir. Başarı, genellikle herhangi bir sınırı ve sonu olmayandır.

İnsan ruhu, gerçekler gözardı edildiğinde kirlenir.

İnsan kendi zaaflarının kölesi umut ettiklerinin efendisidir.

Okumayan anlamaz, anlamayan düşünmez, düşünmeyen sorgulamaz, sorgulamayan öğrenmez.

Bir şeyi bulmakla onu elde etmiş sayılmazsınız.

Yapması güç olan şeyler, yeterince üzerinde düşünmediğin şeylerdir.

Gevezelik sadece ruhu ve yaşamı bunaltmaz, aynı zamanda zihni de köreltir.

Dünyanın sonu insan cehaletidir.

TANRI kimin yüreğinden tutarsa, artık onun gören, işiten ve hisseden bir kalbi olur.

Aydınlık bir kalp, karanlığın bütün sırlarını açığa çıkartabilir.

Kendin olmayı göze alabildiğin kadar özgürsün.

Dünyanın tamamı sizin olsun, dünyanın içinde umursadıklarım da benim olsun.

Gözlerime güzel görünen, dünyada en temiz olandır. Kalbime güzel görünen, cennete var olandır.

Sevginin olduğu her yer mutluluğa, mutluluğun olduğu her yer huzura dönüşür.

Olmak istediğin kişiye neler öğrettin bi düşün. Olmak istediğin kişi sana neler anlatıyor bi dinle.

Karanlığı aşan cehaleti aşmış sayılır. Cehaleti aşan bütün engelleri aşmış sayılır.

Korku unutmak istediğin her şeyi tekrar hatırlatır.

Aptallık, her duyumsadıklarına inanmaktır. Cehalet, her duyumsadıklarını bilgi sanmaktır.

Eğitim dışında cesarete dönüşen her şey yenilgidir.

Gerçek bir adalet, TANRI’dan sonra yeryüzündeki en büyük güçtür.

Yarın bugünden hiçbir şey ödünç almaz.

Aşk ve sevgi insanın sahip olduğu her şeyden daha kutsaldır.

Korku görüldüğü gibi değil, hissedildiği ve yaşandığı gibidir.

Güzel hisseden güzel düşünür, güzel düşünen güzel konuşur.

Sözün iyisi birçok şeyi elde edebilir. Sözün kötüsü eldeki birçok şeyi kaybedebilir.

Var olan tek gerçekçi güç akıldır. Akıl bütün zaferlerin ana temel kuralıdır.

Yanlış anlamak, insanı yanlış anlaşılmak zorunda bırakır.

Olmak istediğin insan neyi hedefliyor? Başarının asıl sırrı orada…

İnsan olmak, kötüler için dayanılmaz bir işkencedir.

Benim varlığım güzel ahlaktır, güzel ahlak’ı bulmak değil.

Sessizlik, evrenin ruhudur.

Gezdiğiniz – gördüğünüz kadar değil, ayrıntılar üzerinde gözlem yaptığınız kadar hayatı keşfetmiş olursunuz.

Yenilgi, kaybetmek değildir, İnsan amacından saptığı zaman kaybeder.

Zeka, azim der; aptallık, şans der.

Her şeye inanan insan, eninde sonunda ihanettir.

İnsan, inandığı değerler kadar güçlüdür.

Vicdanını kaybeden, her şeye kör sağır ve dilsiz olur.

Bildiklerimiz bilmediklerimizden arta kalandır.

Sadece düşünmek ve sorgulamak yetmiyor, aynı zamanda zihnin görmesi ve işitmesi de gerekiyor.

Kalbe iyi gelen zihni yormaz.

Ön yargı nedir? Bira bardağında elma suyu içen birinin bu bira içiyor düşüncesidir.

Düşündüğün kadar özgürsün, öğrendiğin kadar kuvvetlisin.

Kadınlar düşündüklerinde ve sorguladıklarında daha bir güzel olurlar.

İçinde anlam ifade eden bir yalnızlık, içinde hiçbir anlam ifade etmeyen bir kalabalıktan daha kutsaldır.

Her gün yeni bir başlangıç için yeni bir sayfa açıyorsun. Dün ne oldu, yarın ne olacak, bugün kimin için var, hiç düşündün mü?

Alışkanlıklar insanda bir kölenin nasıl davranılması gerektiğini anlatır.

Kendisi ile barışık insan, dünya ile barışık insan demektir.

TANRI sadece insanların konuştuklarıyla ilgilenmez, düşündükleriyle ve hissettikleriyle de ilgilenir.

Fikirleri önemsiyorum, çünkü hayatın bazı aşılmaz zorluklarına karşı bize kılavuzluk ediyorlar.

Geride kalanlar sana yetişebilir, fakat dünde kalanlar için aynı şeyi söyleyemem.

Eğitim, aklın önemini anlatıyorsa değerlidir.

İnsanlar, öğrendikleri bilgiye göre yaşıyorsa, köledirler; sorguladıkları bilgiye göre yaşıyorsa, özgürdürler.

Kelimeler sizin onlara kattığınız duyguların yoğunluğuna göre zihinde etkin rol oynarlar.

Sorgulamayı bıraktığın an insanlar seni sorgulamaya başlarlar.

Sırtınızdan yükselenler mi var? Siz yeter ki doğrulun, Onlar kendiliğinden düşecektir.

Yaşamak isteyecek kadar cesaretli olun, fakat uğruna ölecek kadar da idealleriniz olsun.

Tüm dünyada barış, ancak sınırların ortadan kalkması ile mümkündür.

“Hiç kimsesi yok” dediğiniz insanların yüreğinde TANRInın muhabbeti vardır.

Bilgi zamanın akışıdır. Dün öğrendiklerini bugüne uyarlamaya çalışırsan hep dünü tekrarlamış olursun.

Bu güne dek hiç kimse bilginin ışığında yolunu kaybetmemiştir.

Yaşam anlatıldığı gibi sorgulanmaz ele alındığı gibi sorgulanır.

Yalnızlık, en uzun gövde gösterisidir.

Umut, insan aklının meşalesidir.

Giden sevgilinin en büyük zaferi seni uzun bir süre altından kalkamayacağın bir aşk enkazı altında bırakmaktır.

Aşkı onurlandıran güven ve sadakattir.

Dünyanın ön bahçesi aşk’tır, arka bahçesi de sevgi’dir.

Bir insana güvendiğinizde bütün mesuliyet sizin bilginize ait olur.

Fikirler, insanlar onları fırsata dönüştürmek için vardırlar.

Bir insan hakkında bir defa yanılgıya düşersen bir daha asla onun güvenini kazanamazsın.

Zeka aşılmaz değil, aşılmaz olan iradedir.

Kadın okyanusun tam ortasında, keşfedilmeyi bekleyen ıssız bir ada gibidir.

Gece, kadını öptüğüm yerden açar sabah güneşini.

Sen bana insanların sadakatini anlat, ben de sana insanların ihanetini anlatayım. Ben sadakati öğrenmiş olurum, sen de ihaneti oğrenmiş olursun.

İyi bir fikir tüm dünyanın etrafınızda dönmesi için yeterli bir sebeptir.

Hayat, onu dinlemekten çok yaşamaya ve anlamaya değerdir.

Ah! Leyla… bir hatır sor şu garip yalnızlığıma… Üşüdüğüm ten, sustuğum lâl, kırk kapı aralığında. Bekledim, bekledim seni, bütün adsız – kayıp sularda.

Var olan tek özgürlükçü güç bilginin kölesi olmaktır.

Güç yetecek kadar büyüdün fakat akıl yetecek kadar ömrün uzamadı. Sonunda öldün.

İnsanların en zayıf noktaları genelde abarttıklarıdır.

Kötü kalpler karanlığa ortaktırlar.

Cennet, sevginin filiz verdiği kalplerdedir.

Savaşta sol bacağını kaybeden bir asker dedi ki: hayat, beni gönül kerhanesinin evine, yüzüstü bırakıp giden eski nişanlımın, mezhebi geniş olan kadındır.

Fikirlere tutunan kalplerde yer edinir.

Yalan, hiç kimse olan insanın, kimsesidir.

Başarı sizi sevgiden mahrum bırakacak her şeyi reddeder.

Bir insanın en acımasız yanları dikiş tutmayan yerleridir.

Acılar insanda boy gösterdiğinde, vicdanın yükü hafifler.

Yaşamın öğretisi, insanın kader karşısında takındığı tavırdır.

Çocuk yüreği ve yetişkin aklı taşıyan bir insanın ruhu cennete yazılmış en güzel hikayedir.

Bir insana inanmadan ona güven veremezsin.

Gecenin en tenha yerinde bir kadın, gözleri açık. Uzanmış yalnızlığıma karşı, fikirlerde beni bekliyor.

Güzel olan her şeyde biriktim ve çoğaldım en sonunda. İnsanı insana anlatan kelimeler biriktirdim. Bu zulüm inkarı dünyada, Firavun’un ordusuna karşı.

Yaşamı sorgulayan insanlar genelde daha az hata yaparlar.

Acılar cehennemi, sevinçler cenneti yansıtırlar.

İnsan şerefinden daha yüce bir makam yoktur.

Kafanın içi boş olması kötüdür, fakat pis düşüncelerle dolu olması daha kötüdür.

Hüzünler ve acılar kadar sevinçlere de pay edildim. Bilmek istediklerim zamanın tat veren şifalı meyveleri.

Kalplerin fethettiğini, kılıçlar fethedemez.

Dünya hayatı, yolculukların en kısa olanıdır.

Korku, sizi nefret etmeye zorlar.

Herkes seni beklentileri ile karşılamak ister.

Bu hayatta her şey, beni YARATICI’ya götüren bir basamaktır.

Işığa yürüyenleri anımsa! Beklemenin kendi yarasından kovulduğu acılar gün yüzüdür artık.

Neye inanırsan, o senin sahibin olur.

“Ön Söz” sahnedeki oyundur. “Son Söz” fikirdir.

Güzel ahlak, insana olması gerektiği kişiyi anlatır.

Zaman inananlar için bütün dileklerin kabul olduğu yerdir.

En büyük düşmanlarınız sizi istemediğiniz bir hayatı yaşamaya zorlayanlardır.

Filozoflar dünü okurlar, yarını anlatırlar.

Fikirler yol haritasıdır; seni gitmek istediğin yere götürür.

İnsan bilmediği zaman, ölür.

Fikirler, insanda aydınlanmayı ağırlarlar.

Mutlu bir an, hayatın geri kalanı için her gün anımsanacak bir sermayedir.

Öğrenmeyi arzulayan her insan birer öğretmen adayıdır.

Cehalet kendi kusurlarını medeniyet sanır.

Her fikir, zamanla ete kemiğe bürünür.

Bizim aramızda çıkmaz bir yol var. Bizim aramızdaki sınırlar düşmanı düşmana hatırlatır. İz sürdüm sevdamın peşinden, geldim, aramızdaki sınırların kapısına vardım. Yüreğine varamadım.

İstanbula kar yağıyor. Hasretinden ağaran, saçlarımdır.

İman nurunun girdiği kalpte, mevsim hep ilkbahardır.

Asla yalan konuşmayın. Çünkü cehennem yalancıların evidir.

Bir doğruyu çürütmek, bir geleceği karartmaktır.

Dünya hırsından arınmış insanlarla arkadaşlık edin, size asla ihanet etmezler.

Bir doğrunerede unutulmuşsa git onu bul ve bana getir.

İyi insanların acı çekmesine dayanamıyorum.

İnsanlar ikiye ayrılır: sizi basamak olarak kullananlar ve sizin için basamak olanlar.

TANRI’nın hazineleri dünya hırsından arınmış insanların kalbindedir.

Beni değersizmişim gibi gören dünya insanı ölüyor oysa.

Rüzgarla konuştum, dedi ki: ben asla ağızdan çıkan kelimelerin hızına yetişemem.

Sesin kıyısına vuran görkemli sözcüklerdir. Anlamın kendisi, varlıkla bütünleşti. İnsan hiç olmadığı kadar sabırsız ve aceleci. Yine de yeni yeni şeyler öğreniyoruz, bize unuttuklarımızı yeniden anımsatan.

Kelimelerin gücü, peygamberlere verilmiş bütün mucizelerden daha etkilidir.

En şanssız insan bu dünyadan hatalarıyla beraber göçen insandır.

Aklın perdesini aralayın, TANRI size yeni fikirler sunacak. Fikirlerin izini sürün, TANRI sizi karanlıktan aydınlığa çıkartacak.

Salih bir kalp için ALLAH sevgisinden daha büyük bir mutluluk yoktur.

Hakikat yalnız kalsa bile, kendisinden hiçbir şey eksilmez.

Beni tanıyanların kalpleri sevgiye dönüşür.

Benim sözüm sevgidir. Kalbim sevgi için atar. Daima şükretmek için TANRI’ya.

Bana aynı soruları sormakla aklındaki cevabı bulamazsın.

Şaşkınız, mağduruz, tepeden tırnağa yaralıyız. Habil’den beri yaramızın içinde acının büyük kışı. Ne baharı gördük ne sevinci.

Unutma, etrafındaki insanların çoğu seni sadece cebinde ne kadar para var diye tanımak ister.

Yüzü, kendisine benzetilmeyen bu insan her şeye yabancıdır; aklı kalbine, kalbi aklına yabancıdır.

Benim en büyük düşmanlarım, benim gibi olmak isteyip de asla benim gibi olmayan insanlardan oluşur.

Beni, ancak günahtan arınmış kalpleri temiz insanlar tanıyabilirler.

Zihni aydınlatan kalpteki sevgidir.

Bu hayatta hiçbir canlı, kurtarıcı bekleyen insanlar kadar aciz değildir.

Benim gördüklerimi görebiliyorsan benimle beraber yürüyorsun demektir. Benim görmediklerimi de görebiliyorsan benden bir adım önde yürüyorsun demektir.

Kalplerinde nefret barındıranlar hiçbir zaman karanlıktan aydınlığa çıkamazlar.

Anlamı bulan, içindeki doğru insanı bulur; içindeki doğru insanı bulan, karanlığı aydınlığa dönüştürebilir.

Ben dünyaya doğmadım, dünya tüm ihtişamı ile benim içime doğdu.

İnsanlar dünya hırsı peşinden karanlığa göçüyor.

Hayatla bütünleştim, yeryüzü yüreğime bir sığınak oldu.

İhanet, bataklıktır.

Aşk, sevdiğini hiç yorulmadan usanmadan sonsuza dek beklemektir.

Bazı gözler yola ışık saçarlar, bazı gözler yolun ışığına muhtaçtırlar.

Bilgiyi aşağılayan insanların zihinleri aşağılıktır; herkesi kendileri ile beraber aşağıya çekmek isterler.

Bizler fikirlerin bizi taşıdığı yere kadar hayatın içindeyiz.

Unutma, çok şey bilmek yetmiyor. Hatta her şeyi bilmek de yetmiyor. Çünkü aptal insanlar zeki insanları keşfedemezler.

Olgun insan, acılarını sevince dönüştürebilen insandır.

Fakir ölünce toprağa, zengin ölünce mezara gömülüyor.

Yalan söyleyen ve yalana inanan insanlar arasında hiçbir fark yoktur. Yalan söyleyen düşünmez, yalana inanan da sorgulamaz.

Peygamberler kalp alfabesi ile konuşurlar.

Yalancısı olduğunuz hayat size yabancı kalır; yaşadığınız hiçbir şeyden tat alamazsınız.

Hayatı sadece yaşadıklarından ibaret sananlar, geriye kalan tüm insanları “deli” sanıyor.

Aptal insanların önüne dağlar kadar hazineler yığsanız bile, yine de karanlıktan aydınlığa çıkmayı akıl edemezler.

Her gün fikir turu yapan insanların zihinleri, daima genç kalır.

Hayat her gün bana yeni şeyler öğretiyor, ben de yaşama yeni şeyler katıyorum.

İnsanın konuştukları bir adımlık, sustukları bir ömürlük yoldur. İşte hayat bundan ibaret.

İnsan fikirlerde insana rast gelmedikçe, her konuşan varlığı insan zannediyor.

Yalan söyleyen ve yalana inanan insanlar arasında hiçbir fark yoktur. Yalan söyleyen düşünmez, yalana inanan da sorgulamaz.

Akıl gemidir, kalp liman.

Aptallığın en daniskası aptalı oynayan zeki insanları gerçekten de aptal bilmektir.

İstiridye’nin içinde inci, kömür’ün içinde elmas, sefalet’in içinde de Kral Pasûrî çıkar.

Hiçbir mağdur, dünü unutmaz.

Giriş katından yüksek katlarda oturan insanların düşme anını izliyordu bir bilge ve her düşenin ardından şöyle diyordu: senin de havan söndü.

Yargıçlar; kör, sağır ve dilsiz olabilir, fakat ilahi adalet asla…

Paranın gücü, hiçbir zaman insanın sırtını dayaması gereken güvenilir bir yer değildir.

İnsanın dünyaya baktığı pencere aydınlıktır; dünyanın salih insanlara baktığı pencere de nurludur.

Zeka bir insanın en ilgi çekici tarafıdır.

Bana yönelttiğin soruların cevabını bilmiyorsan beni eleştirmeye de hakkın yoktur.

İnsan aynada kendine baktığında, TANRI’nın eşsiz sanatını görüyorsa, insandır.

İnsanlar iradelerini Kralın sağındakine ve solundakine teslim etmiş köleler diye ikiye ayrılır.

Dünya hırsı şeytanın kıblesidir. Dünya hırsına kapılan her insan şeytana secde etmiş sayılır.

Düne kin beslemiyorum. İntikam almam gereken dünden kalma düşmandır.

Size yol yapmaya değil yol göstermeye geldim. Zira dünya hayatı zaten yolun kendisidir.

Aptallık, üzerine giydirilmiş pis bir elbisedir; cehalet, sana yaşatılmış korkunç bir hayattır.

Unutma, düşmanın sana unutturulan şeylerle seni vuracak.

Düşmanımın benim hakkımda konuştuğu her şey kendisini tarif ediyor.

Hiç kimsenin hayatı senin hayatın kadar önemli değildir; senin hayatın da hiç kimsenin hayatını mahvedecek kadar önemli değildir. Ona göre yaşa…

İnsanları fikirleri yüzünden öldüren tek din şeytanın taptığı dindir.

Fikirler geceleyin gökyüzünde ışıl ışıl parıldayan birer yıldız gibidirler.

Anlatılmak istenen ve anlatılan konu arasında dağlar kadar fark vardır.

Bu insanların üstünü örtükleri konularda çözülmemiş bir bağ ve açığa çıkmayı bekleyen failler vardır.

Zihinlere korkuyu eken her türlü ideoloji, köle toplumların habercisidir.

En çok peygamber ortadoğu’ya gönderildi, çünkü kabe dünyanın kalbidir. Kalp kirlenirse bütün beden kirlenir.

İyilik bizim buralarda tatlı sözle güzel bir gülüşle harmanlanır.

Hayat öğretilen değil, yaşanandır. Öğretilen, bilgidir; yaşanan, bilgiyi doğurandır.

Gönül bağı kan bağından daha güçlüdür.

İnsanlar gerçekleri anlayacak kadar fikir sahibi değildirler.

Sırları olmayan insanın sınırları da yoktur.

Çocuklar birçok konuda öğretmendir; en önemlisi de sevgiyi ve paylaşmayı onlardan öğreniyoruz.

Ortalık sakinleşince değil, öfken sakinleşince kendini bulursun.

Şiddet kısa bir süreliğine galip gelebilir, fakat zafer her zaman inananlarındır.

Zihin soluk aldı mı hayatın başlangıcı sayılmış olur.

Hiçbir mevki alimlerin ayağının altındaki toz kadar değerli değildir.

Öfke bildiğini doğru zannetmekten başka hiçbir şeyden emin değildir.

Sorumluluktan kaçanlar hiçbir şey elde edemezler.

İnsan, kader penceresinden bakıldığı gibidir.

Zaman defterinde hiçbir şey kaybolmaz.

İnsanı, gayesi dışında hiçbir yerde aramayın.

İyi insanların gölgelerinde bile doğruluk meyvesi yetişir.

Doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek için sürekli doğrularla yaşamak gerekir.

Devrimler, büyük kitlelerin sahip olduğu güç ile değil, az sayıda da olsa iradenin sahip olduğu güç ile gerçekleşir.

Sevgi herkese karşılıksız kucak açar, fakat sadece iyiler bu coşku karşısında hayranlık uyandırabilir.

Korku, bir milliyeti kör, sağır ve dilsiz yapar.

Bilgi, kaynağından akan suyun akışı gibidir. Ondan devamlı yararlanmaya bakın.

Kötü insanlar kendi acıları dışında hiçbir acıyı duyumsamazlar. Canları biraz acıdığında herkesin canını yakacak kadar vicdansızdırlar.

Bana insanı anımsatan fikirler önemlidir, vicdanı anımsatan fikirler ise değerlidir.

Doğru kararlar iyi davranışların ürünüdür.

Dünya hırsına kapılmış bir insan freni patlamış bir araba gibidir: cehenneme ok koşar.

Ey toprak ana, sabırla öğüt şu đüşlerimi… Biliyorum ki herkes gibi akılsızlık, makbul değildir bu dünyada…

Gün kararmış gece olmuş, her taraf kapkaranlık olmuş, ne önemi var? Yeter ki gönül ışığımız sönmesin.

Sonra bu kötü kalpli insanlara dedim ki: sakın korkmayın, çünkü hepiniz sonsuz bir korkuya uyandınız.

Yanlış tercihlerin insanı, kötü yolun insanı sayılır.

Derdi dünya hayatı olanlar, hiçbir şeye gönül gözü ile bakamazlar.

Temiz bir ruh, melekler için bir aynadır.

Eğitimin en verimlisi, çocuklarınıza geleceği öğretmektir.

Baktığın çoğu zaman yanılgıdır, fakat gördüğün her zaman gerçektir.

Her devlet, aydınlatamadığı kendi karanlığına gömülür.

Bilge insanlar, kütüphanelerden ve kitapevlerinden daha fazlasıdırlar.

Çaresizlik, umut etmeyenlerin zindanıdır.

Beni bulan, kendini bulur, kendini bulan TANRI’ı bulur.

Hakikat, kalbimdeki sevgi, yüreğimdeki inanç, aklımdaki umut ışığı…

Suya dokunmayan sabun, hiçbir kiri temizlemez.

Yalnızlık ipi koparılmış bir kuyunun dibidir.

Sağ elin iki verdiyse, sol elin üç versin.

İnsan bir kere doğar, birkaç kere ölür ve sadece bir defa toprağa girer.

Bulunduğun yer doğruluksa, senden daha güvenilir kimse yoktur.

Daima olmak istediğin insanın izini sür.

Şüphe uyandıran her şey, adımlarınızı yavaşlatır.

Kazanmak ve elde etmek zafer değildir.

Düşenin elinden tutun, ve adalet ile yargılayın. Eğer haksız çıkarsa onu tekrar geldiği yere gönderin.

Merhamet edilmeyenlere karşı merhametli ol.

Dikiş tutmayan yaranın içinde dünyanın savaşı vardır.

Haksız birinin sürekli ben haklıyım demesi kendisine dair hiçbir çıkış yolu bırakmıyor demektir.

Kendisi için gelecek olmayan insandan, başkası için ışık ol denmez.

Olmak istediğin insana emek ver.

Birine delidir demenin altında gizlenen büyük bir suç vardır.

Tanımadığı halde “onu çok iyi tanıyorum” demek, bu çağın en kötü hastalığıdır.

Ağızdan çıkan çirkin kelimeler kötü ruhları, güzel kelimeler iyi ruhları çağırır.

Sorgulayın ve anlatmak isteğini yerine getirin.

Bulunduğun yer olmak istediğin yer değilse, hiçbir zaman mutlu olamazsın.

Hayat beklemeyi değil, çaba sarf etmeyi gerektirir.

Ezilenler ezenlerin hukukundan adalet beklemesin.

Muhammed! Ey Hz Muhammed! Cihana yetmez adın, sabrıma yetmez ayrılığın.

Hiçbir ordu salih bir kimsenin yüreğindeki iman kadar güçlü değildir.

Öyle bir sabaha uyanacaksınız ki; mevki, para ve edindiğiniz mallar hiçbir işinize yaramıyacak.

Hayatı sadece yaşadıklarından ibaret sananlar, vicdanları kördür.

Bolluk ve bereketli yılların anahtarı, sevgidir.

Kelimelerin gücüne karşı gelen toplumlar, silahların gücüne esir olurlar.

Sorun, sorduğu sorulara karşı bir cevap bulamamanın adıdır.

Benden giden ya uçuruma yuvarlanır, ya da bataklığa saplanır.

Aşk ulaşmak arzusudur; ulaştıktan sonraki duygunun adı, sevgidir.

Sorgulanmayan bilgi, sefalettir.

Suç ne kadar akıllıca tasarlanmış olsa da suçlu her zaman aptaldır.

Adalet suçtan emindir, fakat yargıçlara güvenmiyor.

Birine “onu dikkate almayın” dediğiniz an, dünyanın bütün şüphelerini üzerinize çekmiş olursunuz.

Yoluma engel teşkil etmek ile dünyanın ışığını kararttın.

Düşünmeyen bakmasını öğrenemez, sorgulamayan hiçbir şey göremez.

Önemli olan bilginin kendisi değildir; bilginin doğruluk payıdır.

İnsan karakteri, fikirlerden oluşur.

İnsan ölür ve güneş yine de dünyayı aydınlatmaya devam eder.

İnsan basit gördüğü fikirler karşısında hiç olmadığı kadar alçalmamıştır.

ALLAH’ı tanıyan bir kimse ölüm korkusunu yenmiş sayılır.

Faili meçhul suç yoktur; adalet ile tüm bağlarını koparmış savcı ve hakim vardır.

Faili bulunmayan bir cinayetin azmettiricisi, soruşturmayı yürüten savcıdır.

İnsan bulunduğu yeri cennete ve cehenneme dönüştürebilen tek canlıdır.

Sevgi beklemesini bilir, sevgi özlemesini bilir; sevgi umutsuz değildir, sevgi asla pes etmez.

TANRI, kalbin konuştuklarına anında cevap verir.

Susmak, sır saklamak anlamına gelmiyor.

Soru sormayı bıraktığında umudunu kaybetmiş olursun. Sorgulamayı bıraktığında kim olduğunu unutmuş olursun.

Filozoflar, yol haritasıdırlar.

Hayat seni coşku ile karşılamak ister; yeter ki umut et ve sev.

Unutulmazlar arasında sadece aşk ve sevgi vardır.

Bekliyoruz seni şiir uzayan bu yolda / Umut şavkı ilk ışıklarını köpürdü bile /…ve kardeş kokan türküler /yüreklerimizin sızlayan yerinde / kök saldı toprağa.

Bir kuşkudur gözlerin, tükenmesi olmayan; bir ayrılıktır kaderin, gelişi olmayan.

Kimi zaman şafak söküğü bir umut muştulanır gecekondu kuşağı üzerine / aşk devrime gebe kalır.

Pasurda yağmur uğultulu ve içerde akşam ağzı / bir tutam sevgidir kalplerden dökülen.

Büyük kitleleri var etmek için “samimiyet ve ikna” ister. Büyük kitleler ile yürümek için, “dürüstlük ve zeka” ister. Ki bu en zor olandır.

Sana yürüdüğümde, mevsim kıştı, kar yağıyordu. Sana vardığımda, mevsimler ters düz oldu, aylardan temmuz’du.

Mavi yeşil bir umma’da savrulduk içimizi çürüten zehre. Selam ettik – söz söyledik bütün adsız kayıp sularda. Bir bir çözüldü koynumuzu yoklayan sır fırtına.

Ramses ekşi suratlı Firavun – Ramses buyruk kesindi başımıza. Bak hele, zalim taş koydu aşımıza.

İnsana öğretilmiş çaresizlik kadar büyük bir esaret yoktur.

Cehalet bir ölçüdür, fakat aptallık başı sonu olmayandır.

Ahlak kuralları dışında kalan şeyleri normalmiş gibi karşılamak benim benim dünya görüşüme aykırıdır.

Baharın gelişini coşku ile karşılamayanlar, yüreklerinde sevgiyi barındıramazlar.

Ahmaklar kendi sonlarını, dünyanın sonu sanıyorlar.

Ah! yâr, vakit dar, gece terk-i diyâr, kan ağladı hicranım.

Yaşanmaya değer en iyi hayat, zorluklar karşısında kazanılmış olan hayattır.

Acılar üstünü yalanla kapattığınızda bu sefer içeriden yaralamaya başlar.

Varmak istediği bir hayatı düşlüyor insan; her insan, sonla yenilenen bir başlangıç.

Namuslu bir kadın erkeğine aşktan daha mukaddes iki şey vaad eder: şeref ve bir aile…

Yanılgı, hayatınızı tamamen idam ettirecek olan bir enkazdır.

Cennete, bilginin izinden gidilir.

En tehlikeli düşman, iyinin ve kötünün savaşında taraf tutmayandır.

Hiçbir elbise fikirler kadar insanı şık ve asil göstermez.

Öldüren en tehlikeli hastalıkların başında: toplumda hızla yayılan nefret ve şiddet virüsü geliyor.

Bir bilge aynı zamanda tüm soruların cevap anahtarıdır.

İnanıyorum ve umut ediyorum; o halde hangi fani güç beni yolumdan alıkoyabilir.

Hakikat kutsaldır; en büyük günah, hakikat ışığını söndürmeye çalışmaktır.

Hiçbir şey cehalet kadar insanı alçaltmaz.

Umut etmek, gittiği kadar değil, gitmediği kadar içindir.

Günübirlik bir sevgi gerçek yüzünü gizleyen bir nefrettir.

Hazır seçenekler karşısında alternatif olarak kendi seçeneğinizi oluşturun.

Tavır almak yerine anlamaya çalışın; belki de size bazı şeyler anlatmaya çalışıyordur.

Özgürlük ruhuna sadece kelimeler dokunabilir.

İlle de bir örgüte katılmak istiyorsan sevgi örgütüne katıl; TANRI orada sana güzel hediyeler sunacaktır.

Sevmek zorunda değilsin, fakat nefret etmek zorunda da değilsin.

Devlet topaldır, halk bastondur.

Mucizeler TANRI’nın Peygamberler için tasarladığı genel bir etkidir; felsefenin metafiziğe dönüşmesi ile gerçekleşir.

TANRI aynı anda bilinen her şeyi kuşatan; bilinmeyeni de var eden tek uludur.

Fikirsizlik, en büyük sefalettir.

Açlığın bok kokan siyatiğinde, yoksulluk hiç kimsenin kaderi değildir.

Aldanmak, aptalların mesleğidir.

Şiddeti çocukların görebileceği bu dünyadan uzak tutun.

Herkes ait olduğu topluma uyanacak.

İnsanların zihnindeki karanlığı yok edin dünya kendiliğinden cennete dönüşecektir.

Hz Yusuf (as) dedi ki: “dört duvarın biri sevgidir, biri rahmettir, biri şefkattir, biri de merhamettir; dört duvarın içindeki de Hz Mehdi (as)’dır.”

Bu hayatta ideolojilerden daha kötü silahlar yoktur.

Bir ailede birbirini tanımayan fertler gerçekten de ziyandadırlar.

İnsanın ulaşamadığı ayak izimde bile, fikirler halay çekiyor.

“İmkansız” diyenlerin hepsi şeytanla ortak çalışıyorlar.

Geride kalanlar bizimle beraber umuda yolculuk etmeyenlerdir.

“Sanıyor” demek, sadece sizin zan’ınızdan ibarettir.

İnsanın ait olduğu hayatı tanımaması ürkütücüdür.

En yoksul insan, paylaşmayı bilmeyen insandır; en çaresiz insan, dünya hayatıyla övünen insandır.

Bir insan özgüvenini yitirdiğinde, hayatla bütün bağlarını koparmış sayılır.

Herkes aynı şeyi mi konuşuyor? Bu demek ki ortada örgütlü bir yalan vardır.

Güvenmediğin zamanlarda daha çok sarsılacaksın.

Kalite doğuştandır; karaktersizlik bir seçenektir.

Artık üzülme! Ölüm, sana zarar verenlerden intikamını alacak.

Hayat, kötü insanların yaşayabileceği en korkunç sahneyi son perdeye saklıyor.

Dünya hırsı bataklıktır; ve domuzlar bataklığı sever… Dünya hırsını öldürmeye geldim.

İyilik yaşayacak! insanların kalplerinde, kelimelerde, sevginin filiz verdiği her yerde… Dünyanın ışığı iyilik ile daha da artacak.

Acı çeken insanlar için dökülen her damla gözyaşı, paha biçilmezdir; bunu, sadece vicdan sahipleri bilebilir.

Bu hayatta bana bütün senaryoları yazdılar; ve ben daha konuşmaya başladım bile…

Bir şeye inancınızı yitirdiğinizde, sırf sizi işaret etmek için sonradan karşınıza çıkacaktır.

“Bir taşla iki kuş” diyenlerin hepsi kafesteki yemdirler…

Hayır! onu, sen öldürmedin; onu, hükümet’in yasaları öldürdü.

Mutlu bir insan, herkes için artı bir seçenektir.

Ölüm, herkes için aynı müziği çalmıyor.

Bende saklı kalan açığa çıkmaz.

Gelecekten söz ediyoruz, yani umut etmekten.

Bir yerde herkes aynı müziği dinliyorsa, orası karanlıktadır.

Öfkeni yendiğinde, görmeye başlayacaksın.

Umut varsa, alternatifler de çoktur.

İyi niyet, insanın hayat sertifikasıdır.

Asla sana ihanet birine ikinci bir şans verme… Aksi halde kendine en büyük ihaneti sen etmiş olursun.

Özlemini duyuyorsanız, mutsuzsunuz demektir.

Baktığında gördüğünü söyle, gördüğünde baktığını anlat.

Toplum çoğunluktur, fakat akl-ı selim değildir.

Kalbi dünyaya ait olan hiçbir insan, asil değildir.

Çoğunluk, akılcılığı temsil ediyor anlamına gelmiyor.

En cahil insan bile parayı buldu mu, etrafındakilere öğüt vermekten sınır tanımıyor.

Dünya küçüktür. Büyük olan hayallerdir.

Hayat dolu bir insanın umudu, daima zirvede kalır.

Fikirler, kalbimizi ve zihnimizi yansıtırlar.

İnsanların peşinizden koşmasını istiyorsanız, giderken arkanızdan bir soru işareti bırakın.

Cennet, gönül ehlilerin evidir.

Dünya hayatı gökyüzündeki hayata göre çok karanlıktır.

İnsan, pes ettiği zaman ölür.

Mit, lağım pisliğidir. Bulaştığı her şeyi kirletir.

Olduğu zaman değil, olgunlaştığı zaman tadına doyum olmaz.

Sırlarını bilmediğiniz insanların sınırları mayın tarlası gibidir.

Genelde çok konuşan insanların söylemleri tutarsızdır.

Her fikir bir kitapla mukayese edilir. Bu yüzden filozoflar ormandır; yazarlar ormandaki birer ağaç…

Akıl gücü en şiddetli fırtınadır; ve en güçlü ordular bile akıl gücü karşısında kumsaldaki birer kum taneleri gibidirler.

Zulmü engelleyecek bir kanun yoktur, fakat bütün kanunların üstünde öyle bir kanun var ki biz ona “sevgi ” diyoruz. Yeter ki kalplere ekilsin.

Ona çamur atmakla ondan daha temiz olduğunuzu mu kanıtlamaya çalışıyorsun?

Ne yapmaya çalıştığınızı bildiğim için ona göre davranıyorum.

İki tercih arasında kalan insan, yanlış insandır.

Belki de ciddiye almayın dediğiniz insanlar ciddiye alınmadığı için zihinler karanlıktır.

İnsanı insan yapan en önemli özelliklerden bir tanesi, hangi şartlarda olursa olsun mücadeleyi elden hiç bırakmamasıdır.

Kendine anlatan, insanlara da anlatır.

Kendisi olmaya kararlı insanı, gelecek coşku ile karşılar.

Ön yargılardan kurtulan bir insan bütün samimiyeti ile kendisini yeniden tanımış sayılır.

Yaşadığın hayat senin için büyük bir zenginlik olabilir, fakat gelecek açısından kaygı vericidir.

Yaşamak, doğrudan doğruya öğrenmenin kendisidir.

Bu hayatta uğruna kavgası verilmeyen hiçbir şey kutsal değildir.

Bir şeyden emin değilseniz, o şey sizi yutar.

Okumayan insana öğretemezsin. Düşünmeyen insana anlatamazsın.

Bilmeyen insan, yaşadıklarını anımsamaz.

İnsan umudu, işini şansa bırakmaz.

Seçenekler için fırsat kollamak yerine daima hedefinize odaklanın.

Diğer gezegenlerde yaşam bizim gözle göremediğimiz boyutlar içine gizlenmiştir.

Düşünce gözlem yapar ve sen fikrini söylersin. Görebildin mi?

Haklı çıkmanın uğraşı içine girmen yerine haklı olmanı dilerdim.

Hayallerin sürekliliği bizi yeni fikirlerin kaynağına götürüyor.

Hayat çok yönlüdür, fakat ahlak yolu birdir.

Doğa, mevsimlerin melodisidir.

Bakmak eylemdir; görmek fikirdir.

Hırs, şeytanın insan zihninde dört nala koşan atıdır.

Ateşi söndürmek isteyen, elinin yanacağı tereddütüne kapılmaz.

Hırs, etrafında olup biten hiçbir şeyi görmeni istemez.

Başımı yastığa koyduğumda, zihnim aynı anda bütün dünyayı dolaşıyor.

Tarih boyunca öldüren ve yok eden bütün buluşlar lanetlenmiştir.

Fırsat kollamak aciz insanların işidir. Nereye gittiğini bilen bir insan kimseye minnet etmez.

Bir serçe kuşu kadar ruhumuz, bütün bedenimizin içinde gerilmiş.

Umut ettiğin sürece “yaşam” vardır.

Dünyada çok az insan var… diğerleri, insanları sınamak için insan kılığına girmiş birer şeytan.

Ruhumuzun el parmak uçlarında “bakan – gören” gözler mevcuttur.

Biliyorum ki bu hayatta aşağılanmayı hak eden tek tip insanlar sürekli aşağılayanlardır.

Bütün ömrünü boş bir amaç uğruna heba eden insanların sevdiklerine bıraktıkları tek şey, elem ve gözyaşıdır.

Sizi bir yalana inanmayı mecbur eden hiçbir haklı tarafınız yoktur.

Namus bir insanda görülebilecek en büyük itibardır.

Ahlaksız siyaset, aile içinde uğursuzluk, akrabalar içinde bela getirir.

Bilmediğine gittiğin yolda, tüm bildiklerini de unutursun.

İnsanlar akıl edemedikleri konularda, somut şeylerin bile soyut olduğuna inanırlar.

Zalim bir toplum doğru şeyleri konuşan hiç kimseden övgü ile bahsetmez.

Asıl engel, inancını yitirdiğin gündür.

Şanssızlık, ümitsizliğin bir diğer adıdır.

İdeoloji, sınıf, siyasi parti, örgüt, mezhep ve tarikatları aradan çıkartın; yeryüzündeki bütün halklar kardeştirler.

İradeniz dışında ağzınızdan çıkan hiçbir kelime size ait değildir.

Aklın yolu, bilgeliktir. Bilgelik, zamanın ruhudur. Zamanın ruhu, TANRI’nın kelimesidir.

Gerçekleri görmek istemeyenler için her yer karanlıktır.

Yalanla elde edilmiş bir hayat, hiçbir zaman altından kalkamayacağın bir borç bataklığıdır.

Birine; “bu da adam mıdır?” dediğinde, aslında; “ben de adam mıyım?” diye haykırıyorsun.

Anlatamadığına, dünya hep aynı hikayedir.

Bilgi, insan hariç her şeyden emindir.

Gittiğin yer kadar mücadeledir; ve hayat gittiğin yerden sonra başlıyor.

En büyük acizlik, güçsüz olanı ezmektir.

TANRI, insanlar para uğruna neler yapabiliyor diye herkesi sınıyor.

Onunla yüz yüze konuşamadığın hiçbir mesele onun gerçeğini yansıtmaz.

Gücünü sevgiden alan hiçbir milliyet dağılıp yıkılmaz.

Cehalet içinde kıvranan bu halk, kendi geleceğini umutsuzluğa terk etti.

Sevgi; bir insanın, bir ailenin, bir toplumun ve bir milliyetin tek dayanağıdır.

Silahların gölgesinde yaşayan hiç kimse, yeterince özgür değildir.

Şeytan daha çok cehalet elbisesi ile geziyor.

Hızlı düşünmek ve yavaş yaşamak zorundayız.

İnsan dış görünüşten ibaret değildir.

“Ben de seni akıllı biri sanıyordum” diyen biri cehaletin son örneğidir.

Sizin “bu yanlıştır” dediğiniz hal – hareket ve konuşmalarımda, sizler için gizlenmiş bir hayır vardır.

İnsanların çıkmaz sokak dedikleri şey, aslında bataklığın tâ kendisidir.

Kaderimde yoktu deme. Kaderinde vardı fakat sen kaderinin kısmeti değildin. Kendine ihanet ettin.

Gerçekler, sayısızca gerçekler… cahil bir toplumda adına, sayısızca yalan denir.

Acılar hiç olmadığı kadar iyi insanların yüreğine sürgün.

…ve insan insanda açtığı yaranın içine gömülecek.

Kaderinizi pis elleriyle yazmaya çalışan insanlara fırsat tanımayın.

Büyücüler, her çağ için bir felaket senaryosudurlar.

Bir komplo, en küçük ihtimal bile şeytanın “ben buradayım” diye haykırmasıdır.

Etrafımız, kendi bilinçaltını insanlara hayatın gerçeği diye lanse eden büyücülerle doludur.

Zihninize şartlanmayı öne sürenler, sizden iyi bir köle olmanın beklentisi içindedirler.

Bildiğiniz zamanlarda bilmediğiniz insanlarla yola çıkmayın.

Adaletin bir diğer gereği de, güçlüye karşı koyan güçsüzün gücüne güç katmaktır.

Hakikat Talut’un üstündedir; Talut da devletin üstündedir.

Nerede olursan ol hayat daima içinde yaşattığın gibidir.

İnsan sebepsiz yaşayamaz. Her şeyde olduğu gibi bizi ayakta tutan bir sebep vardır; görmenin, konuşmanın ve duymanın bile…

Bir konuyu yanlış algılamak, hayatın bütün ön yargılarını içinde barındırır.

Gerçekler daima görünen ve bilinen şeylerin arkasında gizlidir.

İnsanları konuşturuyorum, çünkü kurdukları her cümlede kim olduklarını ele veren bir şifre gizlidir.

Zafer saatini, aklın yolu üzerine ayarlayın.

Nefret, hayatın hiçbir alanında seni adil bir yargıç yapmaz.

İnsanların basit gördüğü şey, aslında kendi zihnindeki algı yetersizliğidir.

Lanet okumayın; geleceğinizi karartıyorsunuz.

Bu dağ yeri burçlarda ölüm yalnızdır; ve her ürkek çiçekte, kara bir yas bağlanır.

Size ayak bağı olan insanları başınızdan salmak için aptalı oynayın.

Herkes benim hakkımda kulağına bir yalan fısıldar; ve sen benden uzaklaşırsın, hakikatten uzaklaşırsın, kendi gerçeğinden uzaklaşırsın; bir de bakmışsın ki yalan olmuşsun.

Algı, bir fırtınadır; eser geçer. Yalan, yine zulüm ile anılır.

Karanlığa karşı koymadan, geleceğe tutunamazsın.

Biz koçer rüzgârıyız savrulan mısralarda.

Toplumda rahatça suç işlemek isteyen insanlar, kendilerine deli raporu çıkartıyorlar.

Hey canım! dört mevsim baharlar yeşerir zulamda.

İnsanlar yalan konuştuklarında, başlarının göğe eriştiğini mi sanıyorlar?

Devlet olmak için bir milliyet olmak şarttır. Milliyet olmak için de bir aile olmak şarttır.

Her gücün üstünde baki bir güç vardır. Güç bende (kudret bende) deme. Her gücü (her kudreti) alt eden salih bir kul vardır.

İyilik adına bu ne muazzam bir telaştır yarını düşünmek; yarın kim bilir neyin habercisi?

Dünyanın ışığı güneştir; hayatın ışığı da sevgidir.

Akıllılar için sözün bulunduğu yer dünyanın bütün hazinelerinden daha değerlidir.

Hasret sunduğum yedinci tekmil. Susup da hâlâ beklerim; kıl dokusunda ilk çağı.

Bilmezlik, insanın cehalet tahtıdır.

Kendinizi adadığınız dava eğer ezilenlere hizmet etmiyorsa, yanlış yoldasınız demektir.

Kapitalist sistemden daha büyük bir canavar var; biz ona bilgi kirliliği diyoruz.

Bir yalan onu kendinize kabul ettirdiğiniz kadar yolunuza engel teşkil eder.

Peygamberler insanlara, kendilerini inandırmak için gönderilmedi, kendilerine vahyedileni bildirmek için gönderildi.

Kendisine benzemeyen insanlar senin düşmanlarındırlar. Düşmanlarını iyice tanı ve kendi zaaflarını… Çünkü düşmanların seni zaaflarınla vurmaya yeminlidirler.

Ahlak, herkes içindir, fakat sadece insan kalanlar için özgü bir yoldur.

Düşünemeyenler için “yaşıyor” denmez.

Bilgi kirliliğinin olduğu yerde hayatın kendisi bir hastalıktır.

Başımı yastığa koyduğumda aynı anda tüm dünyayı geziyorum.

Birçok insanın dünya görüşü, şeytanın dünyaya baktığı pencere ile sınırlıdır.

Dünya insanı bilim insanlarından her zaman iki asır geride yaşıyor.

Unutma! yüz yüze konuşmadığım bir insan hakkında bana anlattığın her şey senin kimliğindir.

Duydukların olayın görgü tanığı olmayabilir.

Gücün marifeti, şiddeti ve kan dökmeyi ortadan kaldırmaktır.

Güzel ahlak, başlı başına evrensel bir yasadır.

Seni yalnızlığa terk edenlerin yaşadığından şüphe et; çünkü sen onların cehennemini yansıtıyorsun.

Hayat da alaya alanları alaya alıyor.

Başına buyruk bir fikir, tehlikenin tâ kendisidir.

Paranın yazdığı kanun, hiçbir hakikat ışığını söndürmeye güçyetmez.

Öğrenmek istediğin, sana hiç kapanmayacak olan bir kapıdır.

Kalplerini semaya açanların duası kabul olmaz mı?

Bilgi kirliliği, hava kirliliğinden daha tehlikelidir.

İnsan kısa yolda bile, en uzun yolculuktur.

Tehlike büyük olabilir, fakat tehlikeyi doğuran insanlar her zaman küçüktür.

Bilgi bir mülktür; önemli olan o mülkü keşfedebilmektir.

Benim asaletim doğuştandır, fakat karakterimi ben oluşturdum.

Kadın, benim göremediklerimi bana yansıtan bir ayna olsun.

Çok para sahibi olmak insanı ne zengin yapar ne de yücelik sahibi.

Asıl suçlu, suçluya zemin hazırlayan komplonun mimarıdır.

Sen atacağın adımları gözden geçirdin; yanılgıların da seni yalnız bıraktı.

Bir gerçek, her zaman onun tarif ettiği kaideyi savunur.

Kadınlar göçüyor aklıma; mavi yeşil giyinmiş kadınlar. Bana yâr, bana yoldaş kadınlar. Aşk haneme yazılıyorlar; zaman akıp giderken…

İnsanın yüreği hayat sertifikasıdır.

Hayatın güzelliklerini öldüren insanlardan daha suçlusu yoktur.

Sevgi insanları, görünmeyen güzelliklerin dünyasını açarlar.

Güzelliklerin ruhuna ulaşanlar, benimle tanışmış olurlar.

Bu insanlar, büyüme hormonları ilaçları sayesinde sadece boyları uzuyor; gel gör ki akıldan yoksundurlar.

İnsanlar, gerçeğin sesine uyandıklarında, görürler; görmeye başladıklarında da fark ederler.

Beklediğini beklemekten vazgeçmeyenlere selam olsun; onlar ziyadesiyle mutlu olacaklar.

Bana çamur attıklarında, ulaşılmaz olduğumun farkına vardım.

Sır tutmayı bilmeyenler, kendilerini hiçbir şeyden koruyamazlar.

İnsan akıl edemediği konularda, çelişkiler ile yaşamak zorunda kalıyor.

Hiçbir şeyden eksilmedim; sevginin dünyasında büyüdüm ve çoğaldım. Sevdam bahara dönüştü.

İnsanın hakikati sözün hakikatidir; söz, insanı yansıtan bir aynadır.

Gerçek geç de olsa anlaşılacaktır; fakat insan aynı insan, hayat aynı hayat kalmayacaktır. Hak gerçeğin kalbinde tecelli edecektir.

Ben bir ilim deryasıyım; benden bir yudum su alıp içen, dünyası bahara dönüşür.

Sevginin kuşattığı her yer; islamdır.

Bana gözlerinle gördüklerini, kulağınla işittiklerini getir; sana kim olduğunu anlatayım.

Benimle yüz yüze konuşmadığınız hiç bir mesele, benim tabiatım değildir.

Üzülme! bütün fani senden göçüp gittiği an; HAK nurunu kalbinde tecelli edecektir.

İnsanlar birbirlerine karşı dürüst ve barışçıl olduğu sürece, dünyanın ömrü uzayacaktır.

Yanılgı, her şeyin sonunu hazırlayandır.

İnsanlar umut ettiklerinde hayata yeniden doğmuş olurlar.

Üzerinde hareket ettiğiniz yerküre değil, fikirlerdir.

Asıl sefalet, yalanlarla elde edilmiş olan hayatın kendisidir.

“Hiçbir şeye değmiyor” dediğiniz an, onun gerçeğinden tamamen uzaklaşmış olursunuz.

“Elimden tutan yok mu?” diye feryat etme… Kalbinden tutan var. Yetmez mi?

Nefret kadar karanlık ve derin bir uçurum yoktur.

Anlatmanın yolu, kelimelerin gücüne inanmaktır.

En büyük mucize, bilgi kirliliği içinde doğru bilgiyi bulmaktır.

Yüzün daima kalbinin baktığı kıbleye dönsün.

Para ve mevki, yolun sonunda gülünç duruma düşüyor.

İpin ucunu elinden kaçıranlar için şunu demeli: “olabildiğince çok çalışmaya bak.”

Tepeden baktıkların, senden daha yukarıda olanların aşağıda yansıyan gölgeleridirler.

Sır saklayacak kadar olgun davran; sakladığın çoğu şeylerin sır olmadığını anlayacak kadar da akıl ve vicdan sahibi ol.

Unuttuğunuzda unutulmuş olursunuz.

En iyi edebi ürünler gece yazılır. Gece sükûnetin adıdır; bilgi akışının geçtiği nehirdir.

Kendine en zor soruyu sor, çünkü sen bu hayatta çözümlenebilecek en basit cevapsın.

Ey yâr! seni bana getirmeyen her şey korkaklıktır: ve benim tabiatımda korkuya yer yoktur.

Yalanlar ile verilmiş bir mücadele cehennem ateşine kürek çekmek gibidir.

Herkes aynı ağızdan aynı şeyleri konuştuğunda yalan bir kez daha sırıtır.

En yüce kalpli insanlar en iyi hizmetkarlardan oluşur.

İnsanlar öğrenmeden anlattı; ve hayat, bilgi kirliliği çöplüğüne dönüştü.

Yeter ki konuşmayı öğrenin; kelimeler sizi her yere götürecektir.

Ben kalbimi ne yoksulluğa ne de açlığa terk ettim. Kalbime sevgi ektim; dünyam bahara dönüştü.

Suçlular, her şeyi sezen ve bilen bilge insanlardan nefret ederler.

Umuda dilediğin bir yol tut ve sabırla yürümeye devam et; hayat sana kalbinin kapısını sonuna kadar açacaktır.

Hayat baktığınız pencereden sadece kafanızın içindekilerini yansıtır.

Umutsuzluk, insanın kendisini dünyaya tamamen terk etmesidir.

Sevgiliye verilmiş en önemli söz sonsuza dek ona sadık kalmaktır.

Gözlerindeki derinlik, yüreğindeki hasretin fotoğrafıdır.

Hayat bize öğretmeye hazırdır, yeter ki kulak verelim.

Bilgiyi ötekileştiren bir toplum, dünyadan tamamen soyutlanmış sayılır.

Gücünü sevgiden alan bir toplum karşısında hiçbir engel duramaz.

Yüreğini korkuya terk edenlerin karanlıktan başka gidecek yurtları kalmaz.

Bir insanın özünden doğruları koparıp aldığınızda, artık o insanda kendi karanlığınızı görmüş olursunuz.

Aşk, gözlerin baktığı, kalbin gördüğüdür.

En büyük düşmanlarınız aklınızı ve kalbinizi gereksiz yere işgal edenlerdir.

Hiçbir şey kendisi olmaya kararlı bir insan umudu kadar paha biçilmez değildir.

En kötü tepki karşısında bile seviyesini bozmayan insan, olgun sayılır.

Size inandırdıkları şeyler artık sizin dünyanız sayılır.

En büyük suç, zenginlerin yaptığı kanunlar ile insanları cezalandırmaktır.

İnsanlar gizledikleri gerçekler yüzünden hayatlarını tamamen idam ediyorlar.

Güneşin doğmadığı yer sadece karanlıktır; bilginin girmediği yer zifiri karanlıktır.

İnanmadığın zamanlarda ıstırabına hiçbir şey iyi gelmez.

Kanunlar insanları değil, kötü alışkanlıkları idam etmek içindir.

Etrafını kuşatanlar arasında, tüm dünyanın gördüğü aslan sensin.

Senin nazarında hiçbir şey hak etmeyen bu insanlar, TANRI’nın nazarında bütün haklara sahiptirler. Sen kimsin?

Bu kusursuz yaratılış karşısında, TANRI’yı tanımamanın hiçbir bahanesi olamaz.

Aynı aileden farklı dünyalara ait insanların kan bağı dışında, hiçbir ortak özellikleri yoktur.

İçinden geçeni bulan insan, her şeyi elde etmiş sayılır.

Ezberlediğiniz gibi yaşamayın; hayat daima kendisinden yeni şeyler öğrenebileceğiniz güzel ahlak merdivenleri ile ilerlemeye devam ediyor.

Yüreğinize iyi gelmeyen kelimeler, başınızı ağırmaktan başka hiçbir işe yaramaz.

En büyük hatayı, aklı yüreğine yetmeyen insanlar yapar.

Aklı yüreğine yetmeyen insanlar, daima korku içinde yaşarlar.

Bana bir gerçeği gizlemekten daha kötü bir suç gösteremezsiniz.

Tüm dünyanın görmezden geldiğine, TANRI dosttur.

Bana yalan söyleyen biri, yaşadığım dünyanın insanı olamaz.

Büyük insanlar, en sıradan hayatı yaşayanlardır.

Yalan söyleyen birinin, hayata tutunacak umudu kalmamış demektir.

Hayat, daima umut ettiğin şeylere dönüşür.

Zihnin bahara dönüşmeden, hayat sana kucak dolusu çiçekler açmaz.

Kelimelerin anlamlarını bilmeyen bir insan, hem yoksul hem zavallıdır.

Olgunlaşmayan bir insan, olgun gibi davranmakla kişilik sahibi olmaz.

Cehalet büyüdükçe insan küçülüyor.

Ahlak yasaları çiğnendiğinde hakikat bir kez daha gizlenmiş sayılır.

Bir insana çamur atmakla, hayat istediğin gibi ilerlemeyi kaydetmez.

Kelimelerin konuşulmadığı yerde, insan acılara sürgündür.

Bizi bulunduğumuz yerden ileriye götürecek olan tek şey, TANRIya olan sonsuz inancımızdır.

Beni bulunduğum yerden insana taşıyan fikirler kadar daha büyük bir zenginlik olamaz.

En güçlü ordular bile, en cılız fikirler karşısında acizdirler.

Umudunu hapsettiğin bir insana, dünyaları versen ne çıkar?

Hiçbir şey içi boşaltılmış bir alışkanlık kadar yoksul değildir.

Sadakat öyle manevi bir köprüdür ki, bir kere yıkıldı mı, bir daha asla onarılmaz.

Karakterin oluşmadığı yerde insan daima çıkmazdadır.

Unutmayın ki hepiniz amaçsızca yaşayan insanların dünyasına hizmet ediyorsunuz.

Hayat dolu insanlardan öğrenebileceğiniz en kutsal şey hangi şartlarda olursa olsun; kalbinizde sevgiyi, yüreğinizde umudu eksik etmemektir.

Sesinizi vicdanınızın sesine karşı yükseltmeyin.

Unutmayın ki yoluna engel teşkil ettiğiniz bu insan, hepinize daha güzel bir gelecek inşa etmek gelmişti.

İyi bir tuzak en kötü cehennem demektir.

Umut sadece tüm günahlardan arınmış insanların rahatlıkla her şeyi elde edebilecekleri bir yoldur.

Kalbim ve TANRI arasındaki aşk, yüreğim ve TANRI arasındaki sevgi, aklım ve TANRI arasındaki köprü, beni seçilmiş bir insan yapıyor.

Sen onu oyaladığında, TANRI da seni onun etrafında oyalıyor.

Namus iftirası, sizi cehennem ateşine götürecek olan en azılı yoldur.

YA RABBİ! Senin sevgin tüm nimetlerden daha güzel. Senin için çarpan kalp, senin için düşünen akıl, yaşamın soluğudur. YA RABBİ! hayat, sadece seni anmakla güzel.

Bir tuzak ne kadar gizli olsa da, hak sahibi TANRI katında asla unutulmaz.

İnsan inandığı yalanlar yüzünden hakikat ile arasındaki bağı tamamen koparmıştır.

Bana ait olan her şey sadece içinde yaşadığım dünyada güzeldir.

Topraktan öğrendiğimiz bilgiyi, insanlardan öğrenemiyoruz.

Gözyaşları fikirlerine düşen bir insanın konuştuğu her kelimede çiçekler açar.

En büyük ibadet, yeni nesiller için aydınlık günler inşa etmektir.

Cehennemi bilen, kendini uçurumdan aşağı atmaz.

Bir orduyu harekete geçirecek iyi bir fikirden daha iyi bir lider bulamazsınız.

İlahi adalet zamanla bir bütündür; ve zaman defterinde hiçbir şey kaybolmaz.

Bir gerçek, yalancılar ondan yüz çevirdiği kadar asildir.

Cehaletin ömrü, insan aydınlanıncaya kadardır.

Aslanın olmadığı bir ortamda, çakalların uluması kadar daha doğal bir şey yoktur.

Yalancılar konuşarak anlatmaya çalışır, fakat hiçbir zaman doğruyu söylemezler.

Doğru zamanda, doğru insanlarla, doğru kelimelerle konuşulmayan hiçbir şey, sizi sonuca götürmez.

İnsan ya başladığı yerde umudun kendisidir ya da pes ettiği yerde koca bir yalandır.

İyi bir lider emirle değil, fikirle yönetir.

Çektiğim acılardan haz alanlar şeytanla aynı saftadırlar.

İnsanlar yanlarına kar kalacak bir günah ismini söylemezler.

İnanç sizin için beklentilerinizdeki hayatı ağırlar. Sakın vazgeçmeyin.

İnsan, sevebildiği kadar huzurlu, gülebildiği kadar mutludur.

Görev bilinci ile hareket eden bir insan asla yolunu kaybetmez.

Zenginlik ondan faydalanılacak bir nimettir, fakat asla insanlar için bir yaşam garantisi olmamıştır.

Kötü insanlar nefret penceresinden dünyaya bakarlar; iyi insanlar sevgi penceresinden.

Karanlıkta kalan hiçbir şey, sahibine gizli değildir.

TANRI kullarını uzaktan izlemiyor; TANRI kullarının kalbindedir.

İnsanların bana anlattıkları şeyler yaşanmış gerçeklerle uyuşmuyor.

Yalan, öyle büyük bir insanlık suçudur ki; bazen bir yalan bir toplumun en büyük felaketi olur.

Aşılmayan bir sorun, yanlış düşünmenin sonucunda ortaya çıkmış sorundur.

Hiçbir şey aşk kadar insan yüreğindeki coşkuyu uyandırmaz.

İnsan, anladığı kadar olgundur; anlattığı kadar bilge.

Yürümesini bilmeyen bir insana yol verseniz bile, o yine de gitmek istediği yere varamaz.

İnsanları aptalca bir şeye inandırmakla hakikat kendisinden hiçbir şey kaybetmez.

Dua, sizi TANRI’nın koruması altına alan hayat sigortanızdır.

Zihinler aydınlandı mı, dünya barışının tadına doyum olmaz.

Aşkta ihanet eden insanlar, domuzlarla aynı gene sahiptirler.

İnsanlar inanmadıkları gerçekler yüzünden acı çekiyorlar.

Beni işlemediğim bir suç ile yargılayanların en büyük korkusu, haksız yere elde ettikleri saltanatlarını tamamen kaybetme korkusudur.

Kaderine ihanet eden insanların tuttuğu altın bile olsa, bedbahttırlar.

Hayat, içten bir gülümsemenin coşkusuyla çiçeklerini açar. Kalbini aşkla ört.

Düşmanlarım affedilmeyi hak etmiyor; ve hiçbir şey zamanı gelmiş bir intikam için geç değil.

Yaşatmak için yaşayanlara selam olsun; onlar, cennette benimle komşu olacaklar.

Bir fikir dahi TANRI’nın sana uzanan yardım elidir. Sus ve dinle.

Doğruların konuşulduğu yerde, İslam inancı vardır.

Aptala öğüt vermek, dibi delik bir kovaya su doldurmak gibidir.

En büyük düşmanlarım, benimle insanlar arasına duvar örmek isteyenlerdir.

En iyi komutan, bütün savaşları masa başında kazanandır.

Güzel olan ne varsa sevgi üreten kalptedir.

İnsanların sizin için kendi elleriyle yazdığı kadere teslim olmayın.

Bir tuzak sen ne kadar onu gizlemeye çalışsan da o daima her yönüyle TANRI’ya açıktır.

Bir yalan hangi amaçla söylenirse söylensin, o daima seni işaret eden en büyük düşmandır.

Hepiniz, “senden bir halt olmaz” dediğiniz insanın gölgesi altında, birer sürüngensiniz.

Her insan günün birinde başladığı yere geri döner. Mühim olan yanında ne getirdiğidir.

Kan döken bu insanlarla aynı dünyada yaşamak istemiyorum.

Sayısız yalan bir gerçek karşısında sadece sağır edici bir gürültüdür.

Ben sizin yerinize acılar çekiyorum ve siz bana gülüyorsunuz. Ben sizin için dua ediyorum ve siz hayatın sefasını sürüyorsunuz.

Sadakat bittiğinde hazin son başlar.

Dünyanın en tehlikeli insanı; kafası boş, ağzı dolu olandır.

Hiçbir şey kendi çıkmaz sokağında ilerlemez.

Kendilerine uzatılan yardım elini kesmeye çalışan bu insanlar, yarınları için hiçbir çıkış yolu bırakmadılar.

Dikenin yetiştiği yerde meyve ve sebze bahçeleri de vardır.

İnsanları köleleştiren – öldüren her devlet, TANRI’nın buyruklarını değil, şeytanın emirlerini yerine getiriyor.

Okuma ve yazma bildiği halde yolunu kaybeden bu insanlara doğru yolu göstermiş olsan da, yine de çıkmazdadırlar.

Kendini aynada gördüğün gibisin, fakat ayna senin içini bilmiyor. insanların anlattıkları gibi değilsin, çünkü sen insanların yanlışlarını biliyorsun.

Bahara açan çiçeklerin umudunda; aşk, sevgi ve dünya barışı vardır.

İnsanlar bir savaşı, karşı tarafın onurunu incitmeden ve kan dökmeden kazanmayı öğrendiklerinde, kendi neslinin en uc zirvesini yaşamış olacaklar.

Siyasetçiler, toplumsal aydınlanmadan korktukları kadar hiçbir şeyden korkmazlar.

Cehennem bana tuzak kurmaya çalışanların evidir.

Bu çağda insanlar birbirine ihanet etmeyi sevdiği kadar hiçbir şeyden haz almıyorlar.

Konuştuklarınızı yanlış tarafa çeken insanlar; en azılı sapıktırlar ve asla yaşamayı hak etmiyorlar.

Bir kız namuslu bir erkek erkek için ” bu evlenilecek biri değildir ” diyorsa, büyük ihtimalle kızın bekaret sorunu vardır.

İnsanlar hayata sevgiyle baktıkları kadar asildirler ve ağızlarında güzel kelimeler çıktığı kadar iyidirler.

Buradakiler ait olduğu yere dönmedikçe, hayat düze çıkmaz.

Düşmanlarınızı erken tanımakla, daha az bedel ödemiş olursunuz.

Hz Muhammed’in getirdiği prensipler, insanlık tarihini yeniden inşa etti.

Aklına geldiği gibi konuşan insanlar, düşündüğü gibi konuşan insanları anlayamazlar.

İnsan, bakmasını öğrendiği gün, olgundur; görmesini öğrendiği gün, bilgedir.

Eğer düşünüyorsanız, sizin için tasarlanmış komplo teorileri kaçınılmazdır.

Zor durumda olan bu insanlar aslında sizden yardım istemiyor; TANRI’nın kendilerine verdiği görev bilinci ile seni sınıyor.

Ahir zaman, bize hayatın doğrularıymış gibi yansıtılmaya çalışılan yanlışlarla doludur.

Benim kalp ışığım daima doğru sözlü insanların üzerine olsun.

İnsan TANRI’ya inanmadan sahip olduğu sezgiler kendisine rehberlik etmez.

Hakikat ondan yüz çevirenlerin yolunu aydınlatmaz.

Beni her hedef gösterdiklerinde karanlığa biraz daha ışık tutuyorum demektir.

İnsanlar bana eziyet etmeyi seviyor; ben de insanlara yardım etmeyi seviyorum.

Para insanları, bilgi insanlarının dünyasındaki zenginliği hayal edemez.

Arkadaşlarınızla aranızı açmaya çalışanları, arkadaşlarınızla yüzleştirin.

Madem ölüm var, hiç bir şeye size ait değildir; ya üzerinde yaşıyorsunuz, ya da içindesiniz.

Kırdığınız bu dal, kim bilir size ne meyveler verecekti?

Bir gerçeğe sığmayan acılardan uzak bir hayat, insan için en büyük yenilgidir.

İnsan hedefi olmadan yürümekle yol almaz.

Özgür iradenin olmadığı bir toplumda doğru ve yanlışı birbirinden ayırt edemezsiniz.

Geçmişini unutanlar, düşmanlarının kölesi olarak yaşamak zorunda kalırlar.

Irk sorunu insanı dünya vatandaşı yapmıyor.

Sırtını vicdanına yaslayan bir insan kadar mutlu kimse yoktur.

Akrabalar arasında gönül bağı koptuğu zaman, kan bağı zehirlenir.

Bir insan hakkında yalan konuştuğunuzda TANRI’nın semavi ışığını inkar etmiş olursunuz.

Hayatın çıkmaz sokağı, vicdanları sömürenlerdir.

Kalbinde aşk’ı, yüreğinde sevgi’yi saklamaya yer bulamayanlar; hayatı yaşamak yerine hep seyretmek zorunda kalırlar.

Devletin kanunları Peygamberlerin getirdiği emir ve yasaklardan daha kudretli değildir.

Topluma karşı haklı çıkmaya çalışmak, ilahi adaletin önüne geçmiyor.

MİT kurumu, şeytanın günümüzde kılık değiştirmiş halidir.

Yalan konuşan insanlar olabildiğince etrafındaki herkesi gerçeklerden uzaklaştırmak isterler.

Eğer korkakları tanımak istiyorsanız, gücünü kalabalıktan alanlara bakın.

İyi bir insanın başına gelebilecek en büyük felaket, yanlışı doğru bilen bir toplumla aynı havayı solumak zorunda kalmasıdır.

Dengesiz insan, toplumun dile getirdiği tanımların aksine, sağını ve solunu görmeyendir.

Hayatın felaketler beşiği, çocuklarımızı uyutmak için salladığımız beşiğe benzemiyor.

Sır saklamayı bilmeyen bir insandan dava arkadaşı olmaz.

Doğruya karşı yanlışı savunmak aptalların işi değil, korkakların işidir.

Paranın güç getirdiği her şey, TANRI katında en büyük yoksulluktur.

Omuzlarınızın üstünde yükselenleri uçurumdan aşağı atmak sizin elinizdedir.

Zulme razı olanlar zulmedenlerden daha çok aşağılıktırlar.

Şeytanı tüm karakteristik özellikleri ile amcalarımda tanıdım. Onlar ki cehennemin köpekleridirler.

Hayat, bir uçtan bir diğer uca tüm ahlaki değerler için rol kapmaktır.

Bir toplum herkesi kendisine benzettiği sürece, kusurludur.

TANRI’nın yasaları için tüm dünyayı karşısına alan, cesurdur.

Hayat, sıcaktan veya soğuktan etkilenmiyor, fakat insandan etkileniyor.

Batıya gittim, beni görüyorlardı fakat tanımıyorlardı. Doğuya gittim, beni tanıyorlardı fakat görmüyorlardı. İkisinin arasındaki sınırları ortadan kaldırmaya geldim.

TANRI katında mağdur insanların hakkı yıldızlar gibi parıldamaz; güneş gibi doğar.

Bana nefretle bakanların yolu, ışığa çıkmaz.

İnsanı kibirden cennete taşıyacak bir yol bulamazsın.

Benim ışığımla aydınlanmayan bir toplum, hayatın karanlık tarafıdır.

Hakkımda yalan konuşan bu insanları öldürmek de affetmek de benim tercihimdir; fakat ben TANRI’nın kurallarını kendi tercihlerim için değiştirmem.

İnsanlar TANRI’yı bulduklarında hayata adım atmış sayılırlar.

Yalan, insanın kendi ecel tellalıdır.

Hayat, Peygamberlere itaat etmeyen toplumlara karşı acımasızdır.

İnsan nerede olursa olsun, sadece kendi öz kimliği ile insandır.

Birine tuzak kurduğunuzda bu sizin zeki olduğunuz anlamına gelmez; tam aksine bir şeytan oldunuz anlamına gelir.

Dünya hırsını üzerinizden çıkarıp attığınızda görmüş olursunuz.

Kalp gözü kör oldu mu insan her şeye nefretle bakar.

Ahlak olarak iyileştirilemeyen bir insan, toplumun baş belasıdır.

Yalan zekasını kullansa da gerçeği taklit edemez; sonuçta yalandır.

Ölüm, kötü insanlar için çok korkunç bir bekleyiştir.

Öğrenmek bilgi değildir; bilgi, sadece ve sadece kesin doğruluk payıdır.

Aynı şeyleri bir ağızdan konuşan insanların dünyasında doğruluk meyvesi yetişmez.

Aklı ve kalbi arasında köprü kuran bir insan, hiçbir konuda hataya düşmez.

Lüks ve pahalı bir hayat, insan ruhunun kirini temizlemiyor.

İnsanın kendi sınırları hayatın kendi sınırları içinde bir hapishanedir.

Kurduğun her tuzak en sonunda ayaklarına dolanır ve seni kendine kurban seçer.

İnsan kendi ruhunun susuzluğunu sadece TANRI’ya tam teslim olmakla giderebilir

Çünkü bir suçlu, daha rahat suç işleyebilmek için, polis mesleğini seçer.

Parfüm sıkan kızın teni, günlük hayatta çok pis kokuyordur.

İnanmadığınız vakit, sizinle umutlarınız arasında hiçbir bağ kalmaz.

Bir alimi yalnızlığa terk etmek, bir toplumu karanlığa mahkum etmektir.

Birbirine muhabbet kapısını kapatanların üstünde yokluk gazabı vardır.

Parayı ve dünya hayatını Peygamberlerine tercih eden kavimlerin sonu hep hüsranla bitmiştir.

Bencil insanların dünyasına güneş doğmaz.

İnsanlar yalanla elde ettikleri hayatın içinde kısa bir süreliğine de olsa yaşamaya devam ederler, fakat asla mutlu olmak için bir gelecek kurmaya ömürleri yetmez.

Her an, her yer, hikayenin yeni bir başlangıç noktası olabilir,fakat hayat doğum ve ölüm arasında bir bütündür.

Bir toplum bir yerde birini hedef gösteriyorsa orada organize bir suç vardır.

Bir yalan gittiği yere kadar çevresindeki herkesi karanlığa mahkum eder.

İyi insanlarla tanışmak mı istiyorsun? O halde TANRI’nın buyruklarını dinle ve gösterdiği yolda yürümeye devam et.

Zulmü bulanlar, alın teri ile ekmeğini kazananların emeğini çaldı.

Anlattıklarımın dışında hakkımda konuştuğunuz her şey, sizin kendi çıkmaz sokağınızdan ibarettir.

Benden çaldıklarınız yolun sonunda hepiniz için bir felaket senaryosu olacak.

Bir insanın hayat boyu kazandıkları, içinde bulunduğu yanılgı payını karşılamıyor.

Parayı seven bir kadının kalbi, hiçbir zaman birlikte olduğu erkeğe ait değildir.

Yarım kalmış bir hikaye hayatın hangi alanında başlasa daha karlı çıkacak? Benden sana bir tavsiye; sana kötü davranan bu insanlara sen yine de bir iyilik yap.

Bir topluma en büyük zulüm, namuslu geçinen insanların her alanda sergiledikleri ahlak rolüdür.

Namus kavramının olmadığı yerde aile hayatı, aile hayatının olmadığı yerde de toplum ahlakı olmaz.

Nefret, hiçbir amaca başarı ve huzur getirmez.

Yorum bırakın